30 Eylül 2008 Salı
Kadıköy'e doğru..
Hafta sonu, bayram, tatil
28 Eylül 2008 Pazar
İ. Büyükşehir Belediyespor 1-1 Beşiktaş
Tabi yarın bunlardan çok verilmeyen iki gol konuşulacak. İkinci pozisyon bence açık faul ki Nobre'de faul yaptığını maçtan sonra söylemiş. İlk pozisyon ise olduğu anda bana faul gibi gelmedi ama tekrarında kalecinin topu tek eliyle bastırdığı görülüyor ve benim bildiğim kadarıyla da bu kalecinin topu kontrol etmesi olarak kabul ediliyor. Nobre'nin de topa biraz kontrolsüz girdiğini düşünürsek faul verilmesi normal bir hakem yorumu ama verilmese de laf edilmez.
Şöyle bir gerçek de var, bu pozisyonlar daha doğrusu ilk pozisyon Kadıköy'de Fenerbahçe, Samiyen'de Galatasaray veya İnönü'de Beşiktaş aleyhine çalınamazdı. İnsanlar da aslında bunun farkında ve tepkilerin boyutunu da bu arttırıyor. Bundan sonra başta yönetim olmak üzere Beşiktaş camiası kendi iyiliği için bence bu maçı abartmamalı, geçen sene girilen diyaloglardan, tartışmalardan uzak durmalı ama ben en başta taraftarlarının bunu yapabileceğini sanmıyorum.
Perşembe günü oynanacak maç artık Beşiktaş için çok daha önemli.
27 Eylül 2008 Cumartesi
Marina Bay Street Circuit
Tv'de Futbol
27.09.2008 Cumartesi
14.30 Wolverhampton - Bristol City (Futbol Smart)
14.45 Everton - Liverpool (Spormax)
16.30 B. Dortmund - Stuttgart (24)
17.00 Middlesbrough - West Bromwich (Spormax)
17.00 Celtic - Aberdeen (Futbol Smart)
19.00 Sampdoria - Juventus (Ntv Spor)
19.15 İstanbul Büyükşehir - Beşiktaş (Lig Tv)
19.30 Arsenal - Hull (Spormax)
20.00 Malatyaspor - Boluspor (D Spor)
20.00 Le Mans - Marsilya (Kanal A)
20.45 PSV Eindhoven - Volendam (Futbol Smart)
21.00 Real Betis - Real Madrid (Ntv Spor)
21.45 Trabzonspor - Antalyaspor (Lig Tv)
22.00 PSG - Grenoble (Kanal A)
22.45 Benfica - Sporting Lizbon (Spormax)
23.00 Espanyol - Barcelona (Ntv Spor)
00.20 Flamengo - Sport Recife (Spormax)
01.00 San Lorenzo - Arsenal Sarandi (Ntv Spor) Bant
02.30 Lokomotif Moskova - Zenit (Spormax) Bant
05.30 Chivas USA - Kansas City Wizards (Fox Sports)
28.09.2008 Pazar
15.30 Portsmouth - Tottenham (Spormax)
15.30 Ajax Amsterdam - Vitesse (Futbol Smart)
16.00 Roma - Atalanta (Ntv Spor)
18.00 Wigan - M. City (Spormax)
18.00 Karlsruhe - Wolfsburg (24)
20.00 Kasımpaşa - Karşıyaka (D Spor)
20.00 Rubin Kazan - FK Moskova (Spormax) Bant
20.00 Valencia - Deportivo (Ntv Spor)
20.10 E. Frankfurt - A. Bielefeld (24) Bant
21.00 Galatasaray - Konyaspor (Lig Tv)
21.30 Milan - İnter (Ntv)
22.00 Atletico Madrid - Sevilla (Ntv Spor)
22.00 Bordeaux - Sanit Etienne (Kanal A)
22.15 Trofense - V.Guimaraes (Spormax)
00.15 Sao Paulo - Cruzeiro (Spormax) Bant
00.30 Monaco - Lille (Kanal A) Bant
29.09.2008 Pazartesi
19.00 Gaziantep Büyükşehir Belediye - Giresunspor (D Spor)
21.45 Belenenses - Leixoes (Spormax)
Sivasspor 2-1 Fenerbahçe
Maç hakkında söyleyecek ne var bilemiyorum. Ortada geçen bir ilk devre, taş gibi bir Sivas takımı, iki takım da gol atabilecekken gelen Fenerbahçe golü, sonrasında yine iki takımın da yakaladığı fırsatlar, Sivasspor üstünlüğüyle geçen 2. devre ve ev sahibi takımın aldığı haklı bir galibiyet. Fenerbahçe de maçı kazanacak fırsatlar yakaladı ama kazanmış olsaydı Sivasspor'a da yazık olacağı bir gerçek.
Hiç ışık olmamasına rağmen nedense bana hala bu takım bir yerde bir seri yakalayacak gibi geliyor ama o yere kadar ne kadar hasar görecek bilemiyorum. Kaybedilen puanlar da değil tek derdim, Başkan'a karşı cephe almış güruhun seslerinin ne kadar yükseleceğini tahmin etmek zor değil.
Şampiyon olursun, olmassın, ligi geride bitirmişsin, takım üçüncü olmuş, beşinci olmuş benim için ikinci planda kalıyor. Ben Aziz Yıldırım öncesi döneme dönmek istemiyorum. Sportif başarıdan önce gelen kaygım Başkan'ın bu kulüpten uzaklaşmaması, uzaklaştırılmaması ve belli ki bunun için çok mücadele etmek gerekecek. Zaten ben şimdiye kadar diğerlerinden çok Fenerbahçe taraftarlarıyla tartıştım, genelde Fenerbahçe'lilerle mücadele ettim.
Salı günü oynanacak maç artık çok daha önemli..
26 Eylül 2008 Cuma
UEFA Europa League
Nye veriyon nye kaldırıyon? (Moğol atasözü)
Tahkim Kurulu, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun 13 Eylül'deki Hacettepe maçında hakeme yönelik sportmenliğe aykırı eylemi nedeniyle Volkan'a verdiği 1 maç cezayı, yapılan itiraz üzerine görüştü. Kurul bu cezayı oy çokluğuyla kaldırdı.
Hacettepe maçında gördüğü kırmızı kart nedeniyle Gençlerbirliği karşılaşmasında forma giyemeyen Volkan, alının bu kararla cezasını tamamlamış oldu.
TOLEDO VE ABDURRAHMAN'A 2'ŞER MAÇ CEZA
Öte yandan Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Kayserisporlu futbolcu Toledo ve Sivassporlu Abdurrahman Dereli'ye 2'şer maç ceza verdi.
Kurul yaptığı toplantıda, 21 Eylül'deki Bursaspor-Kayserispor maçında, hakeme yönelik sportmenliğe aykırı eylemi nedeniyle Toledo'yu, 20 Eylül'deki Eskişehirspor-Sivasspor maçında aynı eylemi nedeniyle de Abdurrahman'ı cezalandırdı.
İbrahima Yattara
Trabonzpor taraftarları pek mutlu değil ama bence yönetimin yaptığı iş çok doğru, takımdan ayrılmak istediğini belli eden oyuncuda ısrar etmenin anlamı yok, fayda alınamadığı başka örneklerde defalarca görüldü. Yattara'nın istikrarsızlığı, gece hayatı, sorun çıkarma potansiyeli bir yana sahip olduğu üstün yeteneklere rağmen takıma kattıkları da ne kadar fazla tartışılır. Futbol artık top cambazlarından çok takım ile uyumlu oynayabilen oyunculara ihtiyaç duyuyor.
Gökdeniz, Fatih Tekke ve Yattara'dan Trabzonspor çok ciddi paralar kazandı hatta Çağdaş Atan ve Tolga Seyhan'ı da sayabiliriz. Herhalde çok iyi aracılarla çalışıyorlar, belli ki üç büyüklerin giden oyuncudan para kazanma konusunda Trabzonspor'dan öğrenmesi gereken çok şey var.
25 Eylül 2008 Perşembe
Blogpası - Good vs. Evil
Top Cambazı lezzetli bir yazı ve çok beğendiğim bir video düşmüş dün. Dayanamayıp bendenize gark olan yorumu buraya taşıyorum. Umarım blog raconunda ofsayta düşmüyorumdur.
Orjinalinden:
"...Futbol bir oyun.
...Kaybetmenin, oyunun doğal bir sonucu olduğunu idrak edememiş ve de sırf bir oyuna müdahil 2 takımdan herhangi birinin oyuncusu ya da taraftarı olduğu için şiddetin kaynağı olmuş insanlara bir kaç sözümüz var. Futbol bizim oyunumuz. Siz başka yere gidin."
Ben de, altına yazdığım yorumda aşağı-yukarı: "kendimiz söyleyip kendimiz dinliyoruz ve bu muhabbet hep, bir şekilde, zaten neremiz doğru'ya geliyor. Memleket olarak değil, insanoğlu adına. Futbol maçı gibi, iyi'lerin en az kötü'ler kadar çok koşup mücadele etmesi gerekiyor. Yoksa medyanın yaptığı gibi topu taca atmakla düzelmez hiç bir şey", gibi bir şeyler yazdım.
- Bu post ve video'yu kaçırmayın, Ederlezi!
- Batı alemi gözüyle GOOD XI vs. EVIL XI Langırt masası :P 2 takım da oldukça açık, ofansif taktikle oynuyor
Gol ?
Watford Reading No Goal
Yükleyen Mt4Gm0B8
La Liga / Matchday 4
İspanya'da dün 4. maçların bir bölümü oynandı, biz hala neden boş bulduğumuz haftaların ortasına da maç koymayız anlamam, bizim futbolcular daha hassas herhalde..
Barcelona'nın deplasmanda 6 gol attığı Gijon'a Real Madrid de Santiago Barnebau'da 7 gol attı, maçta atılan 8 gol 50 dakikalık bir zaman dilimi içerisine sıkıştı. Barcelona Betis karşısında ilk devre iki farklı öne geçti fakat galibiyeti 80. dakikada Gudjohnsen getirdi.
Sinama Pongolle yine gol attı, Atletico Madrid deplasmanda Getafe karşısında kazandı, bu sene Villarreal de geçen sezon gibi devam ederse şampiyonluk yarışı çok güzel geçecek.
24.09.2008Barcelona 3-2 Real Betis
Villarreal 2-0 Racing
Osasuna 0-0 Deportivo
Getafe 1-2 Atl. Madrid
Sevilla 2-0 Espanyol
R. Madrid 7-1 Sporting
25.09.2008
Malaga - Valencia
Valladolid - Almeria
Recreativo - Atl. Bilbao
Mallorca - Numancia
Hiç bırakma! (Blackburn:1 Everton:0)
Everton Hocası Moyes: “...and, in Tugay, they had the best player on the pitch, especially in the first half. That is why I changed our midfield at half-time because he had so much control." (Ve Tugay ile Blackburn sahadaki en iyi oyuncuya sahipti, özellikle de ilk yarıda. Devre arasında orta sahada da bu yüzden değişiklik yaptım, çünkü çok fazla kontrol ediyordu orayı)
Tugay bu lafları 3-4 sene önce kendisi için söyletirken tüylerim diken diken oluyordu. Şimdi daha az oynayabiliyor belki ama hala bir maça damga vurabiliyor. Devam kaptan hiç bırakma!
Derby della Madonnina / 28.09.2008 - 21:30
24 Eylül 2008 Çarşamba
Tanju Çolak 91 - Emre Belözoğlu 08
E niye senelerdir hiçbir zorunluluğun, borcun olmamasına rağmen Avrupa'dan "ben Galatasaray'lıyım" deyip durdun her röportajda Emre? Şartlara göre her şekle girebilecek, her lafı edebilecek, hiçbir hatasını asla kabul etmeyen, futbolunun da üzerine fazla katamayan bir Emre var meydanda 8-9 senedir. Sık sık arıza yapması, istikrar ve güven telkin etmemesi de cabası.
Benim gibi birçok Galatasaray'lının Fenerbahçe'ye gitmeden önce Emre'ye daha fazla hoşgörülü olması, şimdi tutumun değişmesi çok normal. İnsan kendi çocuğuna nasıl farklı bakıyorsa bu iş de böyle. Sanki Fenerli arkadaşların hoşgörüsü artmadı Emre'ye karşı. Bu işler böyle, ben yadırgamam. Futbol çok duygusal yaklaştığımız bir olay.
Ve işte bu yüzden Emre'ye daha fazla sallamıyorum. İnsan yaşadıklarını bir kendi bilir. Yine de Emre'nin kendini anlatmasına hiç gerek yok. Paranoya da yapmasın, bütün futbol camiasının aklında filan değil kendisi. Ne Fenerliler ne de Cimbomlular kafayı Emre'ye takmış değil. İşini iyi yapsın önce. Daha önce Galatasaray'da mutlu günleri de oldu ama o küçükken de Fenerliydi diye değil ama. Hep ağzına aldığı profesyonelliğin gereğinden, kendine ve patronuna, formasına ve 6-7 yıl önce ana avrat düz gittiği taraftarına saygısından, sorumluluğundan.
Ve evet, burada da başarısız bir dönem geçirirse, bu röportajında pek sevmediğini söylediği futbol ortamından erken kaçma şansı bulabilir.
Kazım Kanat
23 Eylül 2008 Salı
Lütfen bitsin!
Yeter. Gerçekten. Türk futbol tarihinin en uzun ömürlü, en çok söylenen, maç başına en çok süre bulan ve aynı zamada en bayık, tahminimce sahadakileri en etkilemeyen tezahüratı. Negatif, yavaş, "kapalı, kapalı... yuuu... eski açık, eski açık..."ları da cabası.
Ali Sami Yen'de, Kadıköy'de, Anadolu'da böyle bu. İnönü Stadı'nı bir kenara koyun şöyle gümbür gümbür, baskılı, coşkulu, yaratıcı tribün kalmadı. Meşale de yok zaten :(
(Acaba Spor Sergi Sarayı'nın kapanmasıyla merkezini kaybeden basketbol seyircisinin azalması/değişmesi futbol tribünlerini de etkilemiş midir? "Kaşar-ekmek, kaşar-ekmek, ayran... Hadi burdan, hadi burdan yaylan.." günleri de güzeldi yani. Basket taraftarı geri döndü ama aynı tadı henüz yakalayamadı. )
"Zico" Bunyodkor'da
"Zakumi"
Zakumi hakkında daha fazla bilgi FIFA'nın web sayfasında var ama kim ilgilenir bilemem.
Konu maskot olunca da Italya 90'ın maskotu "Ciao" üzerine tanımam.