23 Şubat 2011 Çarşamba

2010-2011 22/34 Spor Toto Süper Lig Ahkam Baltalamasyonu I

Madem biriktirdik biraz, dökelim üşenmeyip. Stereo Cipolla iftiharla sunar: Spor Toto Süper Lig Ahkam Baltalamasyonu I (Kısaca sıtısılab-bir)

Not: Dizilişlerle ilgili, Trabzon'u yazmak kolay nispeten de mesela Bursa bayağı zor, ben son hallerini yazıyorum, yani sezon genel gidişatı, son haftalar ve önümüzdeki yakın gelecek toplamında yorumumdur. Sezonu kapatan sakatlar, transferle giden oyuncular veya hiç denenmemiş görev/oyuncu seçimleri elendi mesela.

22. Hafta itibariyle Puan Durumu
  1. Trabzonspor, 50, +30
  2. Fenerbahçe, 48, +28
  3. Bursaspor, 45, +20
  4. Kayserispor, 42, +12
  5. Gaziantepspor, 37, +7
  6. Beşiktaş, 32, +7
  7. Eskişehirspor, 32, +1
  8. Galatasaray, 32, -1
  9. Manisaspor, 31, +1
  10. İstanbul BB, 30, +3
  11. Karabükspor, 29, -2
  12. Ankaragücü, 25, -8
  13. Antalyaspor, 25, -9
  14. Gençlerbirliği, 24, -12
  15. Bucaspor, 18, -15
  16. Konyaspor, 16, -14
  17. Sivasspor, 16, -19
  18. Kasımpaşa, 14, -29
Bölüm 1

TOP 5

TRABZONSPOR
50 Puan, +30 Avj., Galibiyet %68, Gol/Maç 2.09


Trabzonspor'la başlamamız yakışırdı zaten. Şenol Güneş geldiğinden beri beğeniyorum. Daha sezon başındaki Süper Kupa maçında haa dedim, bunlar olmuş baya baya takım. Bu sezon özellikle takım halinde oynama konusundaki ilerleme önemli. Takım olununca bireysel performansların da nasıl parladığını görmek açısından kıymetli bir örnek. Fiziksel yeterlilik ve takım oyununa uygunluk asıl önşartlar. Ondan sonrasında 6-7 hücum formasyonlu oyuncuyla birden oynayabilen, bunu yapmak üzere de saçma sapan goller yemeyi kader görmek zorunda kalmayan bir takım seyrediyoruz. Başka bir yerde Hagi'nin takım savunmasını güçlendirmek için Neill'ı, Hakan Balta ve Sabri'yi orta üçlüde görevlendirdiğini görüyoruz örneğin. Trabzon ise sadece Ceyhun'lu oynadığında defans formasyonlu oyuncu kullanıyor orta sahada. Kaldı ki o zaman rakip pas mas yapamıyor zinhar. Eğer Brozek kardeşler ikinci yarıda takımın yüküne omuz verebilirlerse çok iyi olur. Şampiyon olsa da olmasa da Trabzon, lütfen Şenol Güneş oyunun içinde birkaç yıl daha kalsın. Daha detaylı bir Trabzon yazısını bir maç arkasına saklıyorum ve pupa yelken Fener'e geçiyorum.


FENERBAHÇE
48 Puan, +28 Avj., Galibiyet %68, Gol/Maç 2.36



Önce Alex. Sonra daha Alex ve en sonunda Alex. Tabi ki dolaysız yoldan bu takım ve etrafındaki organizasyonun gayretleri değerli. Tabi ki tek başına bir oyuncudan bahsetmek yanlış ve ayıp olur, üstelik işini iyi yapanların sayısı hiç de az değil. Ama Alex konuşulacak, anılacak, bundan çok uzun zaman sonra bile. Başka hiç kimse değil, Aziz Yıldırım bile bir noktaya kadar, kaldı ki Alex'siz başkanla başkansız Alex'e bakarsak bunun sağlaması çıkar sanki. Yine de, takım savunması geleneğine sahip çıkan Fenerbahçe çok büyük ihtimalle yine ilk 2 içinde olacak sene sonunda. Üstelik en büyük iki rakibine karşı da derbi morali konusunda üstün senelerdir. Beşiktaş>Fenerbahçe>Galatasaray>Beşiktaş gibi bir equilibrium vardı he mi? İstatistiklerden de ziyade toplum hafızasınca. 'Alexli Fener kazanır' a dönüştü bu değil mi? Malesef 2 sene daha var bunu yıkmaya çalışacağımız. Yahu bir de Aziz Amca'nın Brezilya'daki en iyi stoperi pide siparişi verir gibi yapıp getirdiği Lugano var kafama takılan. Gidin siz de alın yahu. Neyse ne, iki tane canavar stoper transferi yapıp da sonra başarısız olmuş takım var mı lig tarihimizde? Gidin lan, önce kalecinizle stoperlerinizi alın. En iyisini oraya alın. Delirtmeyin beni.

Şu ana kadar bu sezonun asıl sürprizi Stoch'un kayboluşu. Yalnız kopmuş gibi görünen çok oyuncu comeback yaptı bu takımda, yaşı itibariyle potansiyeli bakidir. Bunların dışında Volkan-Gökhan-Emre rakiplerde olmayan seviyede yerli oyuncular. Alex'in dışında fark yaratabilecek faktör de budur bence son düzlükte. Arkhe dönene kadar bir-iki tane maçını yazmamız icap edecektir, o zaman detaylandırırız.


BURSASPOR
45 Puan, +20 Avj., Galibiyet %59, Maç/Gol 1.72



Ömer Erdoğan'ın milli takıma seçilişidir Bursaspor. Aynı takıma neden Volkan Şen'le Sercan Yıldırım'ın seçilemediğidir de aynı zamanda. Ertuğrul Hocadır belki de en önce. Takım savunması, oyun disiplinidir haliyle de. Enteresan geniş bir kadrodur bir de son tahlilde. Olmadığı, ona uymayan da önde koşan takım olmak, favori olmak, lider olmak sanki, kovalayan bir underdog olmak daha iyi oturuyor üstüne. Bu sene asıl sıkıntıyı İvankov'da yaşıyorlar, bir anda çok sıradan-altı bir kaleciye dönüştü sanki. İstikrarı filan bir yana seyretmesi pek zevkli gelmiyor Bursa maçlarını, kusuruma bakmayın. Oysa bir üst seviyede top oynayacak potansiyeli olan bir kadro bence. 4.5 yıldızlı bir stoper veya bir bek o sıçramayı yapabilir, bir de kaleci gerekecek malum. Altidore ve Miller yine FMvari transferler oldular Bursa adına sanki, umuyorum ki faydalanılsınlar. Bursa'nın ideal 11'ini yazmak zor dedik, Volkan/Turgay tercihi örneğin, veya Ozan/Sercan, Miller/Altidore, Batalla/Insua vs. Hem gücü hem de limiti aynı yerden geliyor, oyuncular hep birbirinin ayarında. Kimi zaman BİR kişinin kral olması da gerekebiliyor sahada. Volkan buna soyundu ama kaldıramadı. Bakalım, kadroyu bozmaz, son dönemdeki çatırdamalar klüp içinde parçalanmalara dönüşmezse yaş ortalaması genç bu kadro, ne yaptığını bilen bu teknik adamla daha da güzel günler görebilir.


KAYSERİSPOR
42 Puan, +12 Avj., Galibiyet %55, Maç/Gol 1.32



Kayserispor'u çok çok seyretmedim aslında. Sezon başında biraz, son haftalarda biraz daha. Cangele sakatlanmasaydı neler yaparlardı bilmem. Zalayeta yavaş yavaş toplanır gibiydi ama o hali bile Makukula'nın geçen seneki performansına yaklaşamazdı. Sahi Kahe'nin Maku'ya tercih edilir hale gelmesi de acayip Manisa'da, biz Baroş'un yarısını oynatmaya mecburken, neyse. Ama Selim Teber'iyle, ucundan acık Moritz'iyle, yeni kanları Amrabat, Ziani ve Kujoviç'le belli bir standartta top oynuyor Şota'nın takımı. Amısulaşvili'nin kaçması kötü oldu ama. Hasan Ali Kaldırım, Serdar Kesimal gibi çocuklar da yine yerlileri dökülen bir takım ve onun genel menejerini akıllara getiriyor ama neyse. Şota da sakin, efendi, Türkçe konuşıyor filan, bayılıyorum ne yalan söyliyim, iyi hoca olmasaydı da on numara yorumcu olurdu.



GAZİANTEPSPOR
37 Puan, +7 Avj., Galibiyet %45, Maç/Gol 1.09



Aynen Cenk Tosun'dan devam edelim de ateş harlansın. Galatasaray'la parada anlaşılmasına rağmen Kayseri'den beri kendisini isteyen Tolunay Hoca kendisini ikna etmiş. İlk 11 garantisi heralde ikna sebeplerinden biri. Öte yandan Galatasaray hakkında başka bir takım bilgiler de vermiş olabilir Hoca. Haklıdır kendince, oyuncunun doğru seçim yapmasına sebep olmuş olabilir buradaki vaziyet belliyken. Başka deyişle tam aradığımız tipte, üstelik genç ve Türk olduğunu Antep yerine Florya'ya gelseydi belki anlamaya fırsatımız olmayacaktı. İşte bu Tolunay Kafkas aslında Abdullah Avcı'yla birlikte Galatasaray teknik direktörlüğünün ilk adaylarındandır önümüzdeki yıllarda. Bu ikili için büyük takım hocalığı yapma adına dillendirilebilecek şüpheler Aykut Kocaman için de Rıza Çalımbay için de söylendi zamanında. Sonuçta teknik direktörün başarısı birçok değişkene bağlı. Tolunay'a dönecek olursak, ben futbolculuğunu Galatasaray'a gelene kadar çok severdim aslında. İnsan olarak da düzgün bulurum. Hoca olarak ise sıkıcı, metodik, defansif filandır da önemli olan kadrodan verim almak ise Ertuğrul gibi ona da saygı duymak gerekiyor. Ivan sol arkada, Murat Ceylan ortada, Wagner önünde çok çok iyi. İleri üçlü de mükemmele yakın bir Anadolu takımı için. Karcemarskas da yine Galatasaray'ın transfere başlaması gereken noktayı gösteriyor: Alınacak oyuncuları seçen pozisyona. Yabancı sınırlamasıyla Zurita'ya tercih edilen Hürriyet yerine daha düzgün bir önliberoya ihtiyaç var sanki sezon sonunda. Ama bu kadroyu bir arada tutabilecekler mi bakalım?

Zirvenin şu genel resmine baktığımızda Beşiktaş ve Galatasaray'ın bu 5'e girememesi çok süper enteresan değil. Elbette iyi bir hocanın sıradan oyunculara bile neler kazandırabileceğinin resmidir herşeyden öte ama devre arası transferlerine kadarki iki takımın kadrosu şu yukarıda yazdığımız kadroların hangisinden *ÇOK* daha iyi denebilir? Bir takımın herşeyiyle oturması için gereken ortam yaratılmadıkça oyuncular da bir yere kadar gelirler, e rakiplerin kadroları iyi, sizden daha iyi çalışıyorlar, daha akılları başlarında, e ne olacağıdı? Anlatabiliyor muyum acep, yok bence çok da iyi olmadı...

Milan Baros


Daha yeni yazdım gelecek sezon fikirlerimi. 9 numaraya da kendisini koydum tereddütsüz. Sözleşmesi de var daha. Yalnız acaba mantıklı mıdır Baros tercihi? Meziyetlerine hiç birşey demek mümkün değil. Çıplak gözle seyrettiğim en iyi santrforlardan biridir. 3 maç arka arkaya oynayınca goller de atmaya başlıyor. Bütün bunlar tamam, ama geride kalan 2.5+ sezonda oynadığı maç sayısı? Sezonda 30 maç oynamayan adam üznden kadro planlamasına gitmek doğru mudur? Hiç kimsenin sakatlanmayacağını garanti edemezsin ama Baros'a da bakınca önümüzdeki iki sene ne değişecek diye düşünüyor insan. Aldığı parada maç başı ayarı yapmak ve aynı özelliklere sahip (!!!) bir alternatifini de kulübeye çekmek bir tercihtir, senelerden beri söylediğimiz bu aslında. Lakin bir tercih daha olabilir. Baros hala para ederken okutmak ve yeni bir birinci-tercih-santrfora güvenmek de artık düşünülmelidir Galatasaray adına. Onun da alternatifini almak mecburi, o ayrı :) Ama burası İngiltere değil "3-4 tane doldur, hangileri sağlamsa/formdaysa oynasın" yapamıyoruz henüz, zaten yerli-yabancı karın ağrısı var. Yapılmaz veya kimse yapmıyor demiyorum da biz yapamıyoruz işte...

Better luck next year

Şubat 2011


  • Serkan Kurtuluş yerine Sabri'nin sağ beke geçmesi heralde yakındır. Bu konuda daha eveleyip gevelemeye gerek yok. Merkez oyuncusu olmayacak Sabri'den, üstelik Serkan'dan daha iyi bir sağbek.
  • Cana ve Neill'ın yerleri değişebilir, ama Cana'yı sevmem için çok sebebim olmasına rağmen her iki pozisyonda da Neill daha iyi sanki. Ayrıca sağbekte de çok iyi, normal şartlar altında orada oynatırdım
  • Hakan Balta'dan bıkmayan yok heralde. Insua veya Çağlar hiç olmazsa kredilerni tüketmediler. Yabancı kontenjanı durumuna göre biri veya diğeri
  • Sabri'den boşalan yerde Barış Hagi'nin ilk seçimi olur heralde. Yoksa Yekta'yı orada oynatmasını isteyenler çoğunlukta. Bana göre de kaybedecek birşeyin olmadığı bu tip zamanlar, Yekta'nın o mevkiye alışması ve kendini geliştirmesi için fırsattır. Culio'nun yedeğine de ihtiyaç olacak ileride. Boşuna BAM'ı hortlatmaya gerek yok artık ortalarda.
  • Kewell ve Baros bir gidip bir geldiklerinden hücum setleri oturmuyor. Arda yok zaten. Kazım çok sık sakatlanmadığından (fiziksel olarak en azından) sağ açık onun. Stancu da banko 11. Geri kalan kişiyi form durumuna göre seçmek icap ediyor



2011/2012 Şen Şef Yapılanması altında


Yeri garanti olan tek oyuncu 8 no.lu pozisyonda Culio. Diğer pozisyonları eldeki alternatifler ve transfer olasılıkları hesabıyla yazalım, arkasından oyun taktiğini açmaya çalışalım.

  1. Zapata'nın sezon sonuna kadar şansı var. Şu an verdiğimiz değerden fazlasını hakedecek bir kaleci olabilir, şu on onbeş maçı da görelim kesin birşey söylemeden. Ancak 6 yabancı hakkından birini kaleye kullandığınızda, hele bu bütçelerle, gönül rahatlığı beklemek hakkıdır taraftarın. Ufuk kalır, A2 kalecisi 3. kaleci olur, Aykut da gider artık bi zahmet bir yerlerde kendini kanıtlar.
  2. Sabri, olmadı Serkan, olmadı Neill. Ya da transfer durumlarına göre Neill ilk 11'in sağbeki olabilir çoğu rakibe karşı. Yine de normali Sabri Reyiz.
  3. Insua'nın sezon sonu dönme ihtimali yüksek. Hakan Balta belli. Çağlar da malesef sakatlık makatlık derken bir türlü kapamadı formayı. Buraya transfer mecburi, yerli pazarı belli. Gurbetçi çocuklardan iyi olanlarını zaten Anadolu klüpleri kapıyor. Muallakta yani 3 numara
  4. Servet, Balta, Gökhan veya yapılacak bir yerli stoper transferi. Galatasaray'ın yazılmamış kuralı gibidir. İlla defans göbeğinde bir Türk olur. Emre Güngör ve Ali Turan'ı çok kolay salladık ama buraya yerli transfer yine yapılır. Biraz işbilen birileri yapabilse transferi, düzgün, aşama kaydedebilecek genç oyuncular bulunabilir.
  5. Neill veya yabancı stoper transferi. Neill'ı ne kadar beğensem de stoper olarak üst seviye olduğunu söylemek zor, zeka olarak evet ama fizik, hava topu ve top kapma becerisi bakımından değil işte napçen. Artık aklı da dışarıda heralde. O yüzden buraya ciddi bir transfer bekliyor, umuyorum.
  6. Beklentim yerli transfer. Selçuk İnan veya Murat Ceylan çok çok iyi olur mesela. Ceyhun Gülselam tipi bir adam ise formasyonu bozar örneğin. Şimdilerde çok övülmeye başlanan Mehmet Güven yuvaya dönse bile heralde o pozisyonun yedeği olur ancak. Hagi'nin ilk dönemindeki Flavio Conceiçao - Ergün Penbe ikilisine denk bir ikili olması lazım buranın. Culio Ergün'ün iyi zamanları gibi, o bakımdan nokta bir transferle çok yol kateder takım.
  7. Burada oynayacak oyuncu yeterli. Pino, Kazım, Stancu, Yekta, hatta çok darda kalındığında Arda ve Kewell.
  8. Culio. Yedeği olarak Ayhan kalır bir sene daha.
  9. Baros tabi de, bir var üç yok olduğundan alternatiflerini de yazalım. Benim beklentim yukarıdaki 9-10 no.lu pozisyonları önlü arkalı bir şekilde oynaması takımın. O bakımdan Stancu sanki ilk yedek olmamalı Baros'a. Buraya da yerli bir transfer bekliyorum. Cenk Tosun Baros'u bile kesebilecek, önümüzdeki yıllarda banko 9 numara olabilecek oyuncuymuş galiba. Tabi huyunu suyunu, karakterini bilmem, 2 ay sonra kaybolur gider bilemem. Neticede genç potansiyeli olan fizik gücü yüksek bir adam alınır istenirse.
  10. Stancu. Necati-Hakan Şükür ikilsi dönemindeki Necati gibi. Hem markaj dışı uzak forvet olarak, hem şut tehlikesi içererek, hem de tek pas, hızlı oyun içgüdüleriyle tehlikeli bir "9.5" Stancu. Bir de oyun diiplini ve takım savunmasına yardım durumu var ki, bu işte gerektiğinde göbeği kapatırken, gerektiğinde ceza alanında çoğalırken faydalı olacak bir durum. Bu da oyun içinde rakibe göre klasik 442'ye, ya da 433 veya 451'e geçebilmek demek. Yedeği de Yekta olur, Kewell olur, hatta Culio olur gerekirse. Arda? Belki.
  11. Arda, Stancu, Kewell. 3'ü de kalırsa takımda transfere gerek olmayabilir. Yekta da oynar, Culio da, Pino da.
Gözden çıkarılanlar
  • Aykut
  • Barış
  • Aydın
  • Mustafa Sarp
  • Gökhan
Gitse de olur kalsa da
  • Neill
  • Kewell
  • Hakan Balta
  • Cana
  • Insua

Transfer İhtiyaçları
  • Kaleci (Büyük ihtimalle yabancı)
  • Stoper (Tercihen bir genç Türk, bir üst düzey yabancı)
  • Solbek (Giden/kalana göre şekillenir)
  • Merkez orta saha (Yerli ama bonservise kıyılacak)
  • Santrfor (genç, yerli/yabancı)

5-6 transferle, kadro derinliği tamamlanabilir. Bunların 3'ü mutlaka çok çok net transferler olmalı: kaleci, stoper ve 6 numara. Yabancı sayısı filan da öyle aman aman bir sıkıntı yaratmıyor Galatasaray'da.

Oyun, takım yapısı itibariyle Hagi'nin 2005 modeline bu sezonki Trabzonspor'un Türk tikitaka'sının eklenmesi gibi birşey bekliyorum. Dengeli ama hücumu düşünen, takım halinde oynayabilen ve futbolun birçok basit doğrusunu ezberlemiş, otomatikleştirmiş bir takım bekliyorum. Tabi belki de en önemlisi yıllardır sabahtan akşama kadar aralarında olup da maçı seyrederken "hoca ipleri kaçırmış" diyecek pişkinlikte olmayan bir sorumlu istiyorum. Menejer mi olur, yönetici mi, ağabey mi başkan mı bilmem. Ondan sonra hocanın insan ilişkileri zayıftı, disiplinsizdi, veya buraya alışamadı gibi bahanelerle kendi boklarını kamufle eden demeçler duymak da istemiyorum. Yönetici yönetir, teknik direktör teknik direktördür.

22 Şubat 2011 Salı

Asıl sana alkışlar


Sene 2003'tü gazeteler Fener-Alex flörtünü yazıyordu. Olmadı-oldu-olacak derken bir sene sonra geliverdi. Sıkı Fenerli bir abim sorduydu, "Aziz Alex'i almış, ne diyosun?" diye de, "nereye almış, nasıl alıyor, heralde genç bir stoper var, Alex diye, onu almıştır, ama o da iyi transfer" demiştim. "Yok yaw orta sahaymış" dedi. "O zaman çok büyük iş" dediydim. Haa meselam benzer konuşmalar hangi futbolcular için de yapıldı? Hagi-Popescu-Taffarel, Galatasaray tarihinde on numara. Ya kalanlar?
Debur'u almışız olm, sol ayaklı stoperlerin tanrısı
Lincoln mü, oha daha neler, Alex'in koşanı değil mi o?
Linderoth mu, Tugay'la Suat'ın toplamı lan
Elano'nun ne işi var lan Türkiye'de saçmalamayın
Olm Jo kadroya giremiyo lan takıma bakk!
falaan filan

Diğer klüplere ve özellikle de Beşiktaş'a takılabilirim bu konuda ama gerek yok. Konumuz önce Alex, sonra da Fenerbahçe'nin son 10 yıldaki yabancı transfer başarısı, ya da oyuncu/yıldız yönetimi başarısı. Dikkate değer bir istikrar ve başarı var sarı-lacivertte Denizli döneminden beri ve bu dönemin vücuda gelmesi ufak tefek kavruk bir Brezilyalı. Guti geçen akşam maç sonunda yanına gelip "ne işin var la buralarda" demiş. Haksız sayılmaz.

5 Şubat 2011 Cumartesi

BJK:1 KDK:1


Bildiğiniz üzere blogumuzda Beşiktaşlı yazar yok. Ama ikimizin de Beşiktaş'la öyle veya böyle harcadığımız zaman oluyor. Kısa kısa geçeceğim bu maçla ilgili yorumlarımı.

Mustafa Kamil Abitoğlu, dünyada kaç tane senden kötü hakem buluruz acaba? Hani bütün amatör ve altyapı hakemlerini de katsak 10'u geçmez tahminimce. Senin deeee, seni hakem yapanın daaa... Yazıklar olsun.

Emenike muhteşem bir santrfor. Kapalı defanslara karşı ne yapar ne yapmaz belki tartışılır ama bence değil 3 büyükler filan, rahat Premier League topçusu.

Fernandez'den nefret ettim ben. Ne ön libero olabilir bu yumuşaklıkla, ne de oyun kurucu olabilir bu kararsızlıkla. Üstelik saklandı, gereksiz topla oynadı aldığında, bir de yetmezmiş gibi hiç mücadele filan etmedi. Necip'ten çalınan tek bir dakikaya bile yazık. Ernst de iyi değildi, kabul, ama yine de Fernandez'e ultra gıcık oldum.

Nobre top kapması, mücadelesi, basit oynaması, 3-4 kere kafayla gole çok yaklaşmasıyla koskoca bir HELAL OLSUN aldı benden. Öte taraftan Hugo Almeida da fena değil, galibiyet golünü de attı aslında ama en azından son 15 dakika yerini Bobo'ya bıraksa heralde iyi olurdu.

Sonra, Simao-Q7 maç içerisinde yer değiştirmeli daha sık. Hilbert sağ açıkta değil de sağ bekte oynamalı, ama mutlaka gerekli. E diyorsan ki yabancı sayısı, Necip'in, Aurelio'nun veya mecburiyetten Ekrem'in veya başka birinin orta sahaya sokulması gerekir. Öyle ya da böyle Hilbert sağ bek oynatılır.

El netice, iyi takım, güzel transferler filan tamam da, yerli oyuncu pazarını zorlamadan olmayacak bu iş, gurbetçilerden olur başka çözüm olur bilmem. Ama kaç sezondur aynı hikaye.

Bu arada Karabükspor da, Yücel İldiz de, up up up up... Ah bi de Cernat sakatlanmayaydı...

Son olarak, yeni açık kombinesini satmak isteyen birisini tanıyorsanız, talibim :)

p.s. Mustafa Kamil, yatacak yerin yok. Çok uzaklara git lan. ÇOK!