12 Ocak 2015 Pazartesi

İspanya'ya Dönüş, İspanya'yla Dönüş #2 - Vicente Calderón


En son Barcelona tarafını yazarım demiştim ama Madrid bitmemişti. Gerçi gündem böyle şeylere dikkat verip gezi ve futbol üzerine yazmaya pek müsaade etmiyor ama niyetlenmiştik, yarım kalmasın ve bol fotoğrafla Vicente Calderón turunu da buraya koyalım.

Oraya kadar gittikten sonra yakında tarihe karışacak Vicente Calderon’da maç izleyemesek bile en azından gezmeden dönmek olmazdı. Madrid’i gezmek için dolu dolu 2 günümüz vardı, Vicente Calderon’u da 2. gün araya sıkıştırdık. Atladık metroya, nispeten şehir dışında kalan stat için Piramides metro durağında inip 10 dakika kadar yürüdük. O çevre fazla turistik değil, daha çok yerleşim yeri ama stadın yanına kurulduğu Manzaneras nehri ve etrafındaki parklar çok keyifli yerler. Bu çevrede bakkal tadında yerler olması ve bunların birinden cep viskisi stoklayabilmem de ayrı bir güzellik oldu.


Stat uzaktan göründüğünde haliyle Bernabeu gibi bir etki yaratmıyor. Calderon için Nou Camp ve Bernabeu’daki gibi bir tur düzeni de yok. Genelde günde 1-2 kez, tatil günlerinde ise günde 4-5 kez rehberli bir tur yapıyorlar. Tur yaklaşık 1 saat sürüyor ve fiyat 10.-Euro. Turun başlangıç yeri olan müzeye girişte keyifli bir restoran&bar var. Bileti aldıktan sonra turun başlangıç saatine kadar müzeyi geziyorsunuz sonra da rehber sizi yeni stat maketinin oradan alıyor.


Müze çok etkileyici değil, kupalar dışında Atletico forması giyen bazı oyuncuların forma, krampon vb. eşyaları sergileniyor. Belki de nispeten yakın zamanda maç yaptıkları için müzede bir de Beşiktaş forması vardı. Müzede bunlar dışında heykellerle yapılmış 1-2 canlandırma yer alıyordu ama İngilizce açıklamalar olmadığı için hikayenin ne olduğunu da anlayamadım.

Neyse ki rehber kızımız turu İngilizce ve İspanyolca yaptı, bu arada hevesli bir Türk olarak Arda cevabı bekleyerek sordum ama kendisinin takımda en sevdiği oyuncu Griezmann’mış, Tura bizi yanından aldığı yeni stat maketini anlatarak başladı. Havalimanı tarafına yapılıyormuş, olimpiyatları Madrid’e alırlarsa bu yeni Calderon da kullanılacakmış. Var olan stadın tarihçesinden de bahsettikten sonra ziyaretçi kartlarımızı dağıttı ve tribünlere giriş yaptık.




Vicente Calderon belki de 3 tribünün üstü açık olduğu için kapasitesinden daha ufak hissi veriyor. Çok eski, konforsuz, koltuklar kötü, betonlar kırık dökük ama belki de bu hali sebebiyle maç izlemek için insanı çok çekiyor. Kendine özgü bir havası var.





Rehberin verdiği kısa bilgiler eşliğinde tribünleri, basın odasını, şeref tribünü ve VIP bölümleri gezdikten sonra soyunma odasına iniyorsunuz. Soyunma odasını tamamen gezmenize izin vermiyorlar, hemen girişte durdurup anlatılacaklarını oradan göstererek anlatıyorlar. Futbolculara ait yerler kendi fotoğraflarıyla belirlenmiş, bir köşede de dua için yer ayırmışlar. Soyunma odasının içi de stat gibi baya eski, orada da hiçbir yenileme yapılmamış.



Soyunma odasından sonra tünelden sahaya çıkıyorsunuz, yürürken tünele Atletico marşını veriyorlar ki bunu maç öncelerinde de yaparlarmış. Neden bilmem burada video çekmemize izin vermediler ama ben gerçek bir Türk insanı olarak yamuk yumuk da olsa bir kayıt alabildim.

Ve tabi ki sahaya çıkıp, yedek kulübelerini gezdikten sonra yine Türklüğümü gösterip üzeri kapatılmış çimlerin açıkta kalan bir kısmından hatıra olarak bir tutam çim yolabildim. Stat bugün var yarın yok, fotoğrafların dışında da bir hatıramız olsun. Bu arada yedek kulübeleri iyi sayılabilir ama saha görevllileri, doktor vb. yetkililerin oturduğu yerler bizim 3. Lig maçları oynanan statlar ayarında, adamlar için eski püskü ahşap banklar ayırmışlar.





Saha içinde biraz gezindikten sonra  turu başladığı yerin hemen yanında, resmi ürünlerin satıldığı mağazada bitiriyorlar. Şu mağazalarda bir de stat bibloları satmaya başlasalar harika olacak ama yok, burada da sadece lego vardı.

Bernabeu yerine burada maç izlemeyi tercih eder miydim emin değilim, ilk olacağı için sanırım Vicente Calderon derdim ama neticede denk getiremedik. Buna da şükür diyelim, zaten bu tura bir de Atletico maçı denk gelseydi çevremden baya küfür yerdim. Bu arada Euroleague Final Four bu sene Madrid’de, ona gitmek için plan program yapan arkadaşların aklında bulunsun aynı hafta sonu Vicente Calderon’da Atletico-Barcelona maçı var.