

Neticede Inzaghi kendisine çok yakışan iki golle Avrupa kupalarında en çok gol atan oyuncu oldu. Blogda mutlaka bahsetmişimdir, ben Inzaghi’yi zerre sevmem. Takım arkadaşı 5 kişi çalımlayıp buna boş kaleye gol attırır ama Inzaghi gol sonrası x bir finalde en güzel golünü atmış gibi sevinerek tribünlere koşar. Her şeye itiraz eder ve o yüzünün aldığı hal beni çıldırtır ama bunlara rağmen ona saygı duyuyorum. Topsuz oyunda mükemmel, nerede duracağını ondan iyi bilen bir oyuncu olduğunu sanmıyorum. Tekniği çok iyi değildir, toplara mükemmel vurur diyemezsiniz, hızıyla rakipleri paspas eder gibi bir durum da yoktur ama Inzaghi bir şekilde o topu kaleye sokuyor.
Milan öne geçtikten sonra bir İtalyan takımının nasıl zaman öldüreceğini bize en iyi şekilde gösterdi. Yerden kalkmadılar, kornerleri kullanmadılar ve Madrid’li futbolcuları çıldırttılar. İki takımı da sevmem ama Real Madrid-Mourinho birleşmesi onları bende rakipsiz hale getirdiği için dün o durumdan keyif aldım. Milan’ın kazanmasını istiyordum ama futbolun adaleti bu kez yerini buldu. 90+4’de Benzema’nın güzel pasında Pedro Leon vurdu, Abbiatı topu bacak arasından içeri aldı ve maç da berabere bitti.
Mesut iyi değildi, adını çok az duydum. Oyunda olduğu bile fark edilmiyordu. Ronaldo ise milyonların ondan nefret etmekte ne kadar haklı olduğunu yine gösterdi. Şu pozisyonda da kendini rezil etti.
Böylece Real Madrid gruptan çıkmayı garantiledi ve Mourinho da Real Madrid ile yenilmezlik serisini devam ettirdi. Açılışı yapmak için 28 Kasım’ı bekliyoruz.