2 Ağustos 2010 Pazartesi

Fenerbahçe 0-1 BSC Young Boys


Önce hemen şunu söyleyeyim, Young Boys tahmin ettiğimiz kadar kötü bir takım değildi. Ben de dahil birçok kişiyi yanılttı. Fenerbahçe’ye göre çok daha takım ve çok daha hazır olan taraf iki maçın sonunda hak ederek turu atladı.

Aralık gibi 5-6 aylığına yok olacağım. Bu yüzden bu sezon kombine almadım ve iyi ki de almamışım. Daha ilk maçın ilk yarım saati dolmadan çevremdekilerle kavga edecek duruma gelmiştim. Stadda gergin, çirkin ve çok zor bir ortam var. Fenerbahçe’nin ilk iki maçını boş tribünler önünde oynayacak olması bu kez avantaj olacak.

Saha içi ile ilgili söyleyecek fazla bir şey yok, iki maçta da yetersiz bir takım gördük. Ben saha içi sorunların aşılacağına, eksiklerin ve transferlerin takıma katılmasıyla iki maçtır gördüğümüzden çok farklı bir Fenerbahçe izleyeceğimize inanıyorum. Bu takımın iyi bir iskeleti vardı, takviyeler yapıldı ve daha da yapılacak ama henüz Aykut Kocaman’ın katabildiği bir artı yok. Oysa yeni bir teknik direktör geldiğinde işler kötü gitse de sahada o teknik direktöre ait farklı bir şeyler görülür. Mesela en kötü hatırlanacak takımlardan biri olan Aragones’in takımında bile en azından değişik duran top organizasyonları görürdük. Daum’un takımı çok koşardı, Parreira’nın takımı sabırlı oynardı ya da ne bileyim, Zeman’ın 4-3-3’ü vardı. Ama Aykut Kocaman’ın takımında henüz ona ait bir şey göremiyoruz. Sistem değişikliğinden bahsetmiyorum, geçen sezon izlediğimiz futbolda ciddi değişiklikler olması gerektiğini de söylemiyorum ama en azından “Aykut ile şurada şu olmaya başladı” gibi bir cümle kurabilmeliydik. Her şeye rağmen bunu da çok kötü geçen, takımın yarısının yer almadığı hazırlık kampına bağlıyorum ve saha içindeki sorunların düzeleceğine dair umudumu devam ettirebiliyorum.

Sahanın dışında olanlar canımı çok daha fazla sıkıyor. Dün eve geldiğimde yine çok üzgün ve bitik durumda değildim. Niye? Çünkü dünün birebir aynısını daha önce yaşamıştım. Mesela Trabzonspor maçı sonucundan da Denizli deplasmanına kıyasla çok daha az etkilenmiştim. Çünkü ne de olsa daha önce de son maçta şampiyonluk kaybetmiştim. Bir sonraki sezon başına transferler yetişmeyince yine çok zayıf bir kadroyla oynamak durumunda kalıp Kiev’e elenmiştik ve o eşleşmenin ikinci maçı biter bitmez dün olduğu gibi Saraçoğlu’nda yine “yönetim istifa” sesleri duymuştum. O sezonun 14 Şubat’ında Alex Kadıköy’de yuhalanmıştı. Kim bilir, dün devrede oyundan alınan Alex belki de bu sezonun ilerleyen haftalarında yine yuhalanır.
.
Fenerbahçe o sezon şampiyon olmuştu ve bir sonraki sezonda da tarihinin en büyük Avrupa başarısına imza atmıştı. Yine aynı şeyleri görür müyüz? Olabilir, bu mümkün. Fenerbahçe 2006-2007 sezonu başlarken bugün olduğundan daha iyi durumda değildi. Peki aynı başarıları yaşandıktan sonra yine aynı hataların tekrarlanma ve aynı kötü günlerin tekrar yaşanma ihtimali nedir? Oldukça fazla.

Canımı sıkan da tam olarak bu işte, Şampiyonlar Ligi’ne veda etmek ya da an itibariyle sahada iyi bir takım izleyememek değil. Fenerbahçe bu sezon şampiyon olsa ve seneye Şampiyonlar Ligi’nde büyük başarılara imza atsa da bu değişmeyecek. Hep aynı şeyler oluyor, geçmişte birçok hatadan ders alınmasına rağmen iş saha içine gelince bu olmuyor.

Bugün forvet transferi açıklanabilir, hatta yarın da Güiza gönderilip yerine çok iyi bir stoper alınabilir. Fenerbahçe iyi bir takım haline gelip çok başarılı olabilir ama Young Boys ile bir daha oynayama şansı olmayacak. Şampiyonlar Ligi’ne katılma umudum zaten fazla değildi, mevzu da orada olamamak değil işte. Mevzu bu takımın forvet transferi yapacağı en az 8 aydır çok net bir şekilde belli olmasına rağmen, normal şartlarda lig bittikten sonra 1-2 hafta içinde o transferin açıklanması gerekirken hala ortada bir şey olmaması. Fenerbahçe’nin elenmesini tek bir forvet transferine bağlamıyorum, yanlış anlaşılmasın. Forvet sadece bu başarısızlığın sebebi olan zihniyetin, bahsettiğimiz hataların etiketi oluyor.

Zor bir sezon olacak, camia daha çok başında fokur fokur kaynamaya başladı. Fenerbahçe bu zorlukları aşıp da başarılı olursa keyfi çok daha büyük olacak. Daha önce bunu yaşadık, biliyorum. Ama aynı şeyleri sürekli yaşamaya, bu garip döngüye daha ne kadar devam edeceğiz, işte bunu bilemiyorum ve çok daralıyorum.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

fbnin cl girememesi türkiye ligindeki birçok takımı özellikle şampiyonluk yarışındaki gs,bjk,ts etkiledi.bursanın cl gelirlerinden elde edecegi yaklaşık 20 milyon euroluk para ligin dengelerini uzun ve orta vade de çok etkileyecek.