20 Ağustos 2010 Cuma

Bursaspor 0-3 Manchester United


Manchester United Bursa’dan 3 puanı elini kolunu sallayarak aldı ve ülkesine döndü. Her ne kadar Bursaspor’un 1-2 pozisyonu varmış gibi gözükse de sahaya dengeli ve iyi bir kadro ile çıkan United, büyük bölümü çok sıkıcı geçen maç boyunca oyunun kontrolünü elinde tuttu, istediği gibi oynadı ve rahat bir maç kazandı. Sahanın herhangi bir yerinde bir boşluk olduğunda anında o bölgeyi değerlendirdiler. Bunun karşısında Bursaspor’lu futbolcuların tek yapabildiği ise topun peşinde koşmak oldu ki istatistiklerde de rakipten daha fazla koştukları görülüyor. Maçın adamı benim için Paul Scholes. Ona büyük bir hayranlık duyuyorum.

Bu görüntüyü Bursaspor’un tecrübesizliğine değil yetersizliğine bağlıyorum. Sorun tecrübeyse ortada bir Twente örneği var, onların da bu ligdeki ilk senesi. Tamam ülke futbolunun durumu da ortada ama ben Bursaspor’un çok büyük işler başarmasa da bu yaptığından biraz daha fazlasını yapabileceğini düşünüyordum. Yine 4 maçı gol atamadan kaybedebilirlerdi ama en azından oynadıkları 4 maçta 10’ar dakika da olsa futbol adına bir şeyler gösterebilirlerdi.

Bir ufak da dün gecenin güzelliklerinden biri olarak anlatılan Bursa tribünlerinden bahsetmek lazım. Manchester United maçında bile hala Ankaragücü tezahuratı yapabiliyor olmalarına güldüm, bari burada eksik kalsaydı. Tribünlerde ufak boşluklar olmasına ise anlam veremedim. Gerçi bilet fiyatları hakkında bilgim yok ama ne olursa olsun şu maç için elde bilet kalmış olması bana garip geliyor. Her şeyi geçtim, United’ı izlemek için ben bile bu Fenerbahçeli halimle İnönü’ye giderken adam şu maça gitmiyor.

Maç boyunca tribünler çok sessiz ve etkisizdi. Üçüncü gol geldikten hemen sonra ise tribünler hareketlendi. O ortamı maç berabereyken ya da tek farklı gerideyken bile yaratsalardı belki bir şeyleri değiştirebilirlerdi. Kimse kusura bakmasın ama bu yaptıkları ise bence mastürbasyondan başka bir şey değildi. Belki biraz da reklam.

Hiç yorum yok: