7 Aralık 2010 Salı

Fenerbahçe 2-1 Karabükspor

Pazar günü İnönü'de gündüz maçı keyfini kaçırmak istemedim, oradan da Saraçoğlu'na geçtim. Çalkantılı ve yorucu bir gün oldu, özellikle İnönü bölümü. Seyircinin tribünleri baya doldurmuş olduğu Saraçoğlu'na gelince ise huzur buldum, maçın sonunu da aynı şekilde getirdim.

Maçın gidişatı hakkında yazacak fazla bir şeyim yok, biraz futbolculardan bahsederiz. Aslında Fenerbahçe maç başında iyi bir baskı kurmamıştı, iki farkı getirecek pozisyon zenginliği de yoktu ama işte Fenerbahçe'nin Alex'i vardı. Sahneye çıktı, bir şeyler yaptı ve takımını 2-0 öne geçirdi. Fenerbahçe ilk devre sonuna kadar beni tatmin eden bir futbol oynadı. Neticede Karabükspor iyi bir takım, Pazar günü belki hücumda Emenike'nin üstün özellikleri dışında bir etkinlik sağlayamadılar ama diğer yandan maçın genelinde Fenerbahçe'ye de fazla alan bırakmadılar. Zaman zaman önde bastılar, Niang da yine kötü oynayıp ileride top tutamayınca Fenerbahçe'yi baya tehdit ettiler. Emenike ise gerçekten çok acaip bir adammış, canlı izleyince insan daha iyi anlıyor. Oyunlarda yarattığımız hileli adamlara benziyor, çok hızlı ve çok güçlü. Topa da vuruyor. Yobo'nun hiçbir forvet oyuncusu karşısında bir daha bu kadar zorlanacağını sanmıyorum.

Yobo için Emenike ile olan karşılaşmasından sonra, bazı pozisyonlarda arkasında kaldığı için çatlak sesler çıkarmaya çalışanlar var. Geniş alanda yakalanınca zorlanıyormuş, o kadar hızlı değilmiş, kiralık sözleşmesi bitince alınması gereksiz olurmuş gibi saçmalıklar. Yobo'nun Fenerbahçe'de oynadığı maçları nereleriyle izlediklerini merak ediyorum. Yobo bugüne kadar sergilediği performans ile benim gözümde Türkiye'nin en iyi stoperidir. Fenerbahçe için onun varlığı Lugano'nun varlığından çok daha önemlidir. Öyle bir adamdır ki Bekir bile yanında iş görebilir. Ama işi zor çünkü sol stoper oynuyor ve bir yandan da sol bekin arkasını topluyor. Emenike gibi bir oyuncu da sol bekin savunma yapamadığı kanadı kullanarak Yobo'yu böyle hırpalayabiliyor.

Sol kanatta sıkıntı var ama sağ kanat kusursuz işliyor. Mehmet Topuz'un bu sezon oynadığı futboldan çok memnun olduğumu hep söylüyorum, Pazar akşamı da çok iyiydi, Alex'in golünde yaptığı orta harikaydı. Her ne kadar hücumda sağ iç gibi oynayıp Gökhan Gönül'ün önünü açıyor olsa da Karabükspor karşısında etkili bindirmeleri de oldu. Orada Gökhan ile birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar. Gökhan'ın performansının bu kadar artmasında Mehmet Topuz'un da payı var. Zico'nun Fenerbahçe'sinde Deivid ile oynayan Gökhan Gönül nasıl farklıysa, Mehmet Topuz ile oynayan Gökhan Gönül de öyle farklı.

Kısa bir süre önceye kadar bir diğer sıkıntılı bölge de orta sahaydı ama son üç maçta izlediğimiz Cristian performansı, Emre ve Selçuk'un iyileşmesi ve Gökay alternatifinin ortaya çıkması ile buradaki sorun şimdilik çözülmüş gibi gözüküyor. İlk golde Cristian geçtiğimiz hafta İBB karşısında yaptığı gibi bir pres başlattı ve devamında kapılan topta Niang golü getiren faulü aldı. Cristian'a tekrar güvenmek kolay değil ama devre sonuna kadar böyle devam ederse ona karşı olan bakış değişebilir.

Stoch ilk yarıda bazı anlarda potansiyelini gösterdi ama bir türlü tam olamıyor, o patlamayı hala yapamadı.Sanki takımdan biraz kopuk bir hali var. Hala çok heyecanlı ve istediklerini bir türlü yapamıyor. Bu yüzden oyundan da genelde mutsuz bir çocuk olarak çıkıyor. Üst üste 1-2 maçta gol ya da asist ile skora etki edebilirse o da kendine gelecektir. Dia ise oynadığı sınırlı dakikalarda yaptıkları ile taraftarı çok daha fazla etkilemiş durumda. Çok rahat adam eksiltiyor, mutlaka bir şekilde kaleye iniyor. Son vuruş eksikliği fazla ama bu da üzerinden gelebileceği bir şey. Dia ve Stoch gibi iki oyuncunun forma savaşı vermesi, Fenerbahçe'de oyuna girerken heyecan veren böyle iki oyuncunun olması keyif verici.

Niang'da birden çok acaip bir düşüş oldu, arkasında başka bir şeyler varmış gibi geliyor. Bucaspor maçı çok geride kalmadı ve o maçta gayet iyiydi ama Karabükspor karşısında İBB maçında olduğu gibi yine çok kötü bir günündeydi. Kötü oynayınca keyfi de kaçıyor ve iyice yok oluyor. Aykut Kocaman da kör değil, Niang'ın bu durumunu görmüştür ama onu özellikle oyunda tuttuğunu ve belki rahatlar diye sola çektiğini düşünüyorum. Stoch yerine oyuna Selçuk girip de orta sahayı üçledikten sonra Alex merkezde kaldı ve Niang sola geçti. Ama ne yazık ki burada da etkili olamadı. Umarım bir an önce kendine gelir. Alex önderliğinde Fenerbahçe ilerliyor ama bu yolda Niang'a da çok ihtiyaç var.

Karabükspor maçının kalan üç maçın en zoru olduğunu düşünüyordum. Fenerbahçe galip geldiği diğer maçlara kıyasla çok da etkili bir futbol oynamadan üç puanı aldı. Maçın Fenerbahçe adına en sevindirici yanı ise maçı uzun süre tek farklı götürürken rakibe pozisyon vermemiş olmak, belki de bu sezon ilk kez. Özellikle ikinci devre Karabükspor sonuna kadar zorlamasına rağmen gol pozisyonu bulamadı. Halledilmesi gereken en önemli sorunda bu maç böyle bir gelişim görmek güzel, devamını bekliyoruz.


Emeğe saygı gösterelim ve Alex için yapılan pankarttan bahsederek bitirelim. Harika olmuş, emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Bir futbolcuya hakkını vermek, ona duyulan sevgiyi ve saygıyı bu şekilde göstermek çok güzel. Bu tüm futbolcuları motive edebilir, böyle bir yere gelmek bazılarının hedefi olabilir.

Burada bir Fenerbahçe efsanesi var ve o efsane böyle her güzel şeyi sonuna kadar hak ediyor.

1 yorum:

Sekhranikos dedi ki...

Sol bek konusunda nihayet değinen birini gördüm. Caner hiç bir top kaybında mevkisine geri dönemiyor. -dönmüyor hatta bazen- Haliyle yobo ekstra zorlanıyor. Defans oyuncuları hızları ile değil pozisyon becerileri ile forvetlere geçit vermez. Yobo sol bek ile sol içi beraber götürme çabasına düşünce emenike ile fazlasıyla terste bir araya geldi. Haliyle zorlanması gayet normal.

Ayrıca kulüp geleneklerini bozmasın fenere gol atan oyuncuyu bu sefer alsın rica ediyorum:)