12 Ocak 2011 Çarşamba

Kadro vesaire

Dünkü maçı seyredip de hala Ayhan üzerinden kadro eleştirisi yapan herkese;
İlk yarıda takıma bakıyorum, 2 tane futbolcu var bizim formalı. Biri ışık veren (ve golde de hatalı olan malesef) İnsua, diğeri de tanımayan birinin "bu adam heralde gençliğinde üst düzey top oynamış" diyeceği Ayhan Akman. Sev sevme kardeşim bana ne, de, pozisyon bilgisi, oyunu okuma, teknik kapasite olarak 18 numaranın takıma yetmediğini söyleme. Çünkü o zaman Aydın'ı, Barış'ı, Balta'yı filan nerene sokacağını şaşıracaksın. "Dışarıda taraftar var mı" demesinin dışında bir nedene dayandıramayacağın nefretini unutmadan Serveeet diye bağıran da sensin işte kabul et.

Sonra, yukarıda adı geçenlerle birlikte asıl listeyi yapalım madem.

Serdar Özkan'ın tribünlerce ve teknik yönetim tarafından sezon sonuna kadar hırpalanmasını istiyordum ama o kadar bile kredi yaratamadı kendine. GÜLE GÜLE demenin gülme kısmını şimdi daha iyi anlıyorum gidişiyle.

Ali Turan konusunda hiçbir zaman ciddi bir sıkıntım olmamıştı benim. Stoper olduğunu ve kanımca Zan'dan iyi olduğunu yeniden not düşelim. Kendine gelmesi büyük ihtimal gelecek sezonu bulur ama apar topar kovulmasındansa neden kiralanmadı anlayabilmiş değilim.

Barış Özbek en iyi maçında 10 üzerinden 7 oynamıştır, koşar moşar da dağınıktır, savruktur, üzerine plan yapılması zor bir oyuncu, şayet plan kaosu alevlendirmek değilse. Olup olabileceğini oldu artık, hiçbir yanıyla da matah değil. Ayhan'ı gözü kapalı bir sezon daha kadroda tutarım da Barış'a bir kuruş vermem, ben.

Aydın Yılmaz. Bir cümle bile yazasım yok gerçi, daha önce söylenmemiş birşey de yok kafamda. Yolu açık olsun, haa daha gitmedi di mi? Gitsin artık madem.

Hakan Balta, Servet Çetin ve Gökhan Zan. Bursaspor'da olsalar alabilmek için bir taraflarımızı yırtıyor olacaktık değil mi? İşte onlar da gelebilmek için aynı yerlerini yırtıyor olacaklardı büyük ihtimal. Yırtmadıkları sürece vasat altı adamlar, milli takımmış, uyuyor işte. O milli takımın da hallerini gördük. Almanya'ya kök söktürüp defansı beceremediği için yenilen, Malta'da diş çektirircesine kaybeden milli takımın defansı işte. Kalsınlar mı kalmasınlar mı birşey diyemiyorum, Gökhan'ın aldığı yıllık ücrete küfretmekden gayrı. Kalsınlar belki, ama bir veya iki sağlam yabancı stoper de alınsın. Öyle olur.

Mustafa Sarp da heralde sezon sonu yolcudur, yaşı da futbolu da müsait değil artık bu formaya. Aykut Erçetin de yeterin artık, tartışmaya bile gerek yok. Kewell herhalde tamam diyecek sezon sonu, ama sanırım herkes bir yıl daha (maç başına anlaşılarak) kalmasını ister. Neill da aynı şekil.


O o şekil, bu şu şekil derken gelelim özgürlükler, kelepçeler bi'dir Kazım'a. Son dönemde Meira, Lincoln, Misimoviç hikayeleri dönmeseydi, Türk oyuncularla yabancılar arasında çifte standart vaziyetleri, bölünmüşlükler filan ortaya çıkmasaydı bambaşka konuşurduk belki de kendisini. Hiç cevaplan(a)mayan sorular olmassaydı son 3-5 seneye dair başka açılardan görmeye çalışırdık belki. Herşeyi bir yana bırakıp da salt futbol olarak bakarsak Serdar Özkan'la Aydın Yılmaz'ın toplamından fazlası vardır diyebiliriz. Sadece dün attığı gol ile bile Pino'dan daha fazla merkez hücumcudur da diyebiliriz. Bir de üstelik Türk pasaportundan dem vururuz. Lakin yukarıdaki tablonun sonuna eklendiğinde yutamadık işte kolay kolay. İki gol daha atsın, hazımsızlığın ha'sı kalmayacağı gibi, 2 hafta üstüste o meşhur vurdumduymazlığını göstersin, kendisine ve onu alanlara edilecek küfürün de haddi hesabı olmaz.

Culio ile ilgili ise konuşmak için erken. Tekniği, ayağı daha iyi bir Mustafa Sarp'a dönüşmesinden tırsıyorum ben biraz. Asıl Hakan Şükür'ün ne kadar övdüğüne şaşırdım kaldım ben dün. İsimsiz ya, maliyeti nispeten düşük ya, kramponundan şıra içecekti neredeyse. Nasıl bir ego sıkıntısıdır kardeşim anlamadım gitti.


Son olarak Arda'ya değinmem lazım. Sanırım Arda hayatında ilk kez futbol olarak bu kadar geriye gitti sakatlık makatlık derken. Eski haline dönmesi onun için yepyeni ve zorlu bir süreç olacak. İlk yükseliş başka, düştükten sonra aynı yere çıkmak başkadır, bu da futboldan ziyade hayatla alakalı. Umarım ülkecek üzerine çok gidip mundar etmeyiz kendisini. Tugay'a şimdi çok saygı duyanların vaktinde benzer durumda ona nasıl davrandığını unutmam, o kendini kurtardı, Arda da kaçarak kurtulmak zorunda kalmamalı.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

aydına hala sempati beslerim bir umudum vardır o kadar övüldü edildi ki yeteneksiz biri de değil hem vurdum duymaz hem heycanlı bir yapısı olunca insanın kötü oynuyor demek

umarım şu özgüven problemini aşar

Murad Yildiz dedi ki...

Sonuna kadar katiliyorum kardesim. Ilk yari kotu duruyordu kendisi fakat o da daha iyilerle kendisini belli eden bir oyuncu. Elano yanindakiler yuzunden oynamadi diyoruz da Ayhan a ayni savunmayi niye yapmiyoruz.

Adam bu yasinda sahada herkesten cok kosuyor. Herkesin yardimina gidiyor. Yenik durumdayken pozisyonunu birakmadan profesyonel bir sekilde oynamaya devam etti. Ilk 11 icin belki yasi itibariyle artik tam verimli olmayabilir ama Rotasyon da fazlasiyla oynamayi hak eden ve bu formayi sozlesmesi bitene kadar (1 sene daha) hakeden en onemlisi kaptanligi Arda ya verebilecek kadar da duzgun bir adam kendisi. Saha icindeki cirkinligi asikar fakat hirsina kimse laf atamaz