13 Nisan 2009 Pazartesi

KOMPLO!


Efendim Uğur Boral demiş ki "demek ki saha dışındaki dostluklar yalanmış." Yanlış yorum bence. İki gerçek, kan bağıyla kardeşi koysan iki takıma, böyle bir maçta girebilirler birbirlerine. Yadırgamadım malesef çok fazla. Hele şu aciz maçta, oyuncuların futbola harcayamadıkları enerjilerini ve yitip giden koskoca bir sezonun ağırlığını hissedince bu derbide bunların olması çok doğal. Amerikan güreşi gibiydi, kazanan belli değil/önemli değil, bol bol drama, Conan gibi dalıp sonra kendini yere atmaca, bol bol tutmaca çekiştirmece...




Aslında biraz da şöyle bakalım. Madem kavga idi maçın asıl patlaması, Fener'den Lugano'yu beğendim, elinden gelen herşeyi yaptı. Arda bütün sezon olduğu gibi takımını sürüklemek için elinden geleni yaptı. Sabri'den beklediğimiz katkıyı tam olarak göremedik. Belözoğlu'yla maç içerisinde yeteri kadar dalaşmışlar heralde, enerjilerini daha efektif kullanmaları, aktif dinlenme yapmalarını beklerdim. Aktif dinlenme demişken, gözler Hasan'ı arıyordu tam, Hasan gelir gelmez farkını gösterdi, tecrübesiyle bomba gibi girdi araya, Roberto Carlos ve Lincoln'ü ise kınıyorum. Bunlar Türkiye'ye kavga etmeye mi yan gelip yatmaya mı geliyorlar kardeşim? Kewell ha keza. Neredesin arkadaşım, bir sol direk de sen çıkarsana birinin gözüne ohooo...


Benim açımdan maçın sadece bir anlamı var, hiç de dolandırmaya gerek yok lafı. Evimizde Fener'i yenemedik. Beraberlik mağlubiyete eşittir gözümde, ki puan tabelasıyla alakalı bir laf değil bu. Peki sezon başında bazılarının (ben değil) inanarak söylediği 'gelmiş geçmiş en iyi kadro' (ya da onlardan biri) ezeli rakibini 1 kez yenemeden sezonu bitirirken camiamızın lideri bize ne diyor? Hakem komplosu. Hem de nasıl? İki takımı da bitirmek üzere. Yani ne iğne ne çuvaldız, varsa yoksa bir ortaçağ cadı avı. Peki başkan, büyük başkan, canım başkan, peki.

1 yorum:

Barizzio dedi ki...

Güzel yazı. Fikirlerine katılıyorum. Bu konuyla ilgili gördüğüm en güzel hiciv ve kinayeyi yapmışsın. :)