24 Mayıs 2009 Pazar

Tugay Kerimoğlu



"After a tribute video on the big screen after the game, Tugay came out to acclaim more support, his T-shirt said "Thank you for all your support".

The final game of the season saw Tugay given the honour of leading Rovers out in his final match in Rovers colours. Banners and flags flying high saluting the maestro who brought his eight year career with the club to an end in the sunshine at Ewood Park - his 294th appearance.

...

Five minutes from time came the moment for four sides of the ground to stand on their feet and salute Tugay. In typical Tugay style it took him the best part of 90 seconds to leave the pitch, but not even the referee could spoil that particular departure.

A video montage set to "Nobody does it better" was played at the final whistle as a tribute to the great man, there was barely a dry eye in the house as the 2008/09 season was brought to a close.

He will always be our Turkish Delight." (Blackburn Rovers resmi sitesinden alıntıdır.)




Bir pas ustası bugün futbola veda etti. Pas şiddeti, zamanlaması, verkaç kararı, boşa kaçar gibi fake atıp, dönüp hemen tekrar pas istemesi ve bunları her maç arka arkaya her rakibe karşı yapabilmesiyle hatırlanacak benim tarafımdan, ve özlenecek her zaman. Blackburn'lüler için de değeri tartışılmaz. Blackburn başkanı Williams "Tugay hepimizin kalbini kazandı" derken, hem ucuz maliyeti, hem de profesyonelliği ve takım atmosferine katkısı bakımından kendisini göklere çıkarmış.

Katılmadığım, sevmediğim bir-iki yorum vardır Tugay'la ilgili; "Futbolu İngiltere'de öğrendi, buradayken iyi değildi" benzeri yorunlardır bunlar. Tugay çok, çok iyi bir futbolcuydu, 20 yaşından itibaren. Hem bilgisiz hem de arsız bazı futbol seyircilerimizin beklentilerini karşılamak kolay değil. 1990'lar boyunca yükselen Galatasaray'ın bayrağıydı Tugay, o yükselişin taçlanmasını kaçırınca birçok hafızada geri planda kaldı, bir Ümit Davala'nın Okan Buruk'un Capone'nin arkasında dosyalanacak bir adam değildi halbuki. O takım oluşana kadar yapılan bütün denemelerde orta sahanın generaliydi Tugay. 93 ve 94'te şampiyon olan takımın hem kaptanı hem de 'go-to-guy'ıydı, 10 kişiyle 1-4 kazanılan Kadıköy deplasmanında gözümün önünde yollamıştı frikiği doksana. 95'te 'Roy Keane 6 Milyon Pound ediyorsa bu Türk kaç para eder'iydi İngiliz basınının. Kuzmanovski'ler Mapeza'lar Saffet'ler arasında bir yıldızdı Tugay, Galatasaray tribünlerine "burada doğdum burada öleceğim" derken kapalının önünde. Akdeniz Oyunlarını kazanırken genç yaşında, Olimpik Milli Takımın başındaki hoca Fatih Terim'di, bu sefer yolları Florya'da kesişiyordu 1996'da.


Bundan sonraki 4 seneyi insanlar UEFA Kupası önelemeleri gibi değerlendiriyorlar bazen, deli ediyorlar beni. İlk iki sezon şampiyon olmasaydı o takım acaba o futbolcu ve teknik ekip kadrosunun kaçta kaçı 2000 yılında Florya'da olacaktı. Hani Suat-Tugay ikilisinin Hagi'nin yardımıyla Hakan Şükür'ü kullanıp bizi şampiyon yaptığı iki sezon? Ligi, kupayı, Cumhurbaşkanlığını, TSYD'yi kazanıyorken bu takım Tugay senede 40-45 maç orta göbekte işini yapıyordu. Malesef 3-5-2'den 4-4-2'ye geçiş sancılarında Tugay sırıtmaya başlamıştı öte yandan. Yükselişte olan bir yığın oyuncunun yanında Tugay'ın önceki sezonlarının biraz gölgesinde olması kendisine fazla yüklenilmesine sebep oluyordu. Çoğu maçı idare etmeye başladığında artık ben bile yedek kulübesini normal bir çözüm olarak görmeye başlamıştım Galatasaray günlerinin sonuna doğru. Ama bunların hiçbiri, Galatasaray futbol takımının yaklaşık 8-9 sezon Tugay sahada neredeyse ona göre pozisyonunu aldığı dönemi unutturmadı bana.

Gerçek şu ki 3-5-2'nin tam ortasında sadece top alıp verme görevini yerine getirerek gerilemişti Tugay'ın futbolu seneler içerisinde. Hızını göz göre göre, bile bile kaybetti bu yıllarda. Pek gerek olmuyordu çünkü bu taktikteki rolü için. Ama işte, Fatih Terim'in gelişen takımında arkasına adam kaçırırken, prese geç gelirken tepki alıyordu. Tugay asla futbolu sonradan filan öğrenmedi, gittiği zaman da kötü mötü değildi. Tugay o takımın orta sahası için en doğru seçenek değildi kadroda, o takım, o sistem için. Olay budur. Kritik konu ise o dönemlerde kendine iyi bakmadığı, kumar, alem vesaire muhabbetiydi; oyuncuya vasat oynama, formsuz olma şansı bırakmayan durumlar oluşturur bunlar. Taraftarın da, gazetecinin de kızacak adama ihtiyacı vardır her zaman. O böyle bir vaziyetteyken İskoçya'ya gidip arkasından da Avrupa Kupaları gelince bir anda yazının başında anlattığım durum gerçekleşti.

Boşta bir adam varsa en kısa zamanda en almak isteyeceği yere pası atan adamdır Tugay. Bir maçta 80 kere orta sahada top isteyip, en doğru stop tekniğiyle alıp, sırtındaki iki kişiden sıyrılıp 80 kere isabetli pasla devam ettirdiği minimum 180 maç vardır Galatasaray formasıyla. Ama bunlar hatırlanmaz, konu olmaz. 181. maçta kaptırdığı toptan yediğimiz gol konuşulur (bkz. 1992, Werder Bremen, Almanyadaki maç, 1997 Fenerbahçe deplasmanı), senelerce hem de. Ceza sahasından uzak oyun kurucuların şahıydı Tugay ama bizim onun değerini anlamamız için İngilizlerin 'vay be' demesi gerekiyordu, hemen arkasından sinsice 'yaa di mi'yi yapıştırdık tabi, kaypakça. Hızlı öğrenmiş olacak büsbütün bir kariyer de Ada'da çıkarttı. Kardeşleri futbolu bırakalı yıllar oldu, Sam Allardyce gelmese belki 2010'u da çıkarırdı aradan 40 yaşında.

Ayrıca kaybedilen bir maçtan sonra soyunma odasında şakalaşan, eğlenen takım arkadaşlarını azarlamışlığı "böyle takım olunmaz" diye utandırmışlığı vardır Blackburn'deki daha ikinci senesinde. Sonraki sezondan itibaren takım kaptanlarından biri olur, pazubandıyla sayısız maç çıkarır Ewood Park'ta, deplasmanda. Milli takımda, Galatasaray'da ve Blackburn'de inanılmaz emeği var Tugay'ın son 20 senede. Ben anlamam, dinlemem, kabul etmem arkadaşlar, Tugay Kerimoğlu her zaman 10 numara adamdır, 10 numara da futbolcuydu.








1 yorum:

barSELOna dedi ki...

arkhe , 80'den pm attım pamuğa'da sana da söylesin diye söylememiş :)

Önce ne diyecem Barcelona ile igili uygulama başlattık yazıları ana sayfa da yayınlayacağız , sende yazarsın bir iki şey yayınlarız , foruma yazmıon bari makale gibi bir şey yaz ana sayfaya koyarız

www.fcbarcelonaturkiye.com

bak çalışıyoruz hala