10 Mayıs 2010 Pazartesi

Ankaragücü 0-3 Fenerbahçe


Yine derin maç analizlerine gerek yok, ne de olsa hafta içi bir ton abuk senaryo dinleyeceğiz. Kimse de futbolu umursamayacak. Neticede Fenerbahçe kalesinde gol görmediği son 10 haftadaki 9. galibiyetini aldı. Herkes bir şeyler konuşuyor ama futbolcular hiçbir şeyi umursamadan mücadele etmeye ve kazanmaya devam ediyorlar. Bugün maçı iki duran top çözdü, belki mükemmel bir futbol izlemedik ama Fenerbahçe'li futbolcular 3 farkla öndeyken bile gol yememek için savaşıyorlardı.

Bende de az sayılmayacak bir Ankaragücü nefreti var, daha önce blogda onları çok anmışımdır. Düşüncelerimde ne kadar haklı olduğumu da bugün bir kez daha gördüm. İşe maç öncesi başlamışlar ve Fenerbahçe kafilesine saldırmışlar. Polis biber gazı kullanmış, yani olay öyle sadece küfür etme falan değil. Maç içinde gördüklerime ise zaten hiç şaşırmadım, adam gibi maçlarını izleyip takımlarını desteklemelerini beklemiyordum. Yerde yatan adamın üzerine bile madde attılar, anneler günü kutlamalarını ise tüm Türkiye dinledi. O başkana bu taraftar, bu taraftara da o başkan çok yakışıyor.

Zamanında Ümit Özat hakkında çok şeyler söylenmesine rağmen onu hep savundum ama bugün gördüm ki benim bildiğim gibi bir "adam" değilmiş. O sıradan bir Fenerbahçe futbolcusu değildi, o bu takımda kaptanlık yaptı. Onun yaşadığı gibi vedayı belki daha önce kimse yaşamadı . Aziz Yıldırım ile ne hesabı olursa olsun o görüntüleri vermemeliydi. Onu en güzel şekilde uğurlayan Fenerbahçe taraftarına böyle gözükmemeliydi. Tabii ki kazanmak istesin, hırslı olsun ama o kadar çirkinleşmemeliydi. Ümit Özat bugün birçok Fenerbahçe'linin sevgisini ve daha da önemlisi saygısını kaybetti. Yanlış yaptı.

Geldik son haftaya. Cumartesi bekliyordum ama maçlar Pazar günü oynanacakmış. Gözyaşı dökmek için fazladan bir gün daha beklenecek ama o gözyaşları sevinçten mi hüzünden mi dökülecek hala bilemiyorum. Takıma güveniyorum, o lanetli Şubat ayında bile umudumu hiç kaybetmedim ama neticede biz bir 2006 yaşadık. Ben önümüzdeki hafta için kendimi her sonuca, her türlü sona hazırladım.
.
Heyecanla bekliyorum..

5 yorum:

stalker dedi ki...

ben beşiktaş'ın bursa'da yenilmeyeceğini düşünüyorum. bursa o kadar gerginliği ne olursa olsun adı beşiktaş olan bir rakip karşısında rahat rahat kaldıramaz. trabzon da doğal oalrak kupa maçındaki kadar motive ve iştahlı olmaz, fb ilk 15-20 içinde bir gol bulur gibime geliyor.. tabii bahsettiğin travma geçmişi var. kolay değil, ülkede ilk kez bir takım son hafta şampiyonluk kaybetmiş. ancak ipler tamamen fb'nin elinde olduğu için, bunun bilinciyle süreçten istediği sonucu alarak çıkacaktır fb..

dünkü maç içinse en aklı başında ankaragüçlüler bile "satılmış" diyorlar. bilemem, mçaı izlemedim. serkan'ın da kötü bir kaleci olduğunu bildiğim için önemsemedim iddiaları. broggi ve serkan'a iletilen teklifler varmış yalnız. kamuoyunun kafasını bulandıracaktır bu da..baroni'nin golünün benzerini rakip atsaydı ortalık karışırdı, onu da atlamamak gerek. kaleci serkan dahil bütün ankaragücü savunması topun taca atılmasını beklerken baroni idman rahatlığında vurdu..

Arkhe dedi ki...

Valla ben de Bursa-Beşiktaş maçı ile ilgili olarak haftalardır aynı şey düşünüyorum ve 3 puanın birkaç hafta öncesinden Bursa hanesine yazılmasına bir anlam veremiyorum. Beşiktaş ile oynayacaklar, farkında değiller.

Dün şeref tribününde bile el sıkışmayan Gökçek ile Aziz Yıldırım'ın böyle bir anlaşma içine girdiklerine inanmak kolay değil.

Maç satmak nasıl oluyor, tam anlamıyorum zaten. Diyelim başkanlar anlaştı, sonra neler oluyor acaba. Başkan teknik ekibi çağırıp, Lemerre'e falan "Maçı sattık, oynamayın" mı diyor ve onlar da maç öncesi toplantısında "çocuklar maçı sattık, bugün oynamayacağız" diye mi konuşuyorlar acaba.

Önce Franco sattı, sonra Bobo. Murat Şahin ve İvesa ile devam etti, şimdi de sıra toptan Ankaragücü'nde. Kupa karşılığı son hafta maçını Fenerbahçe'ye veren Trabzonspor ve Şenol Güneş'den bahsetmeye bile gerek yok.

Amaç oydu zaten, bu maç için satılmış denmesi.

Cartalete dedi ki...

Maç satma, yatma gibi durumlar olsa dahi, buna büyük takımların dahil olma ihtimali sadece deli saçması...
Büyük takımların "ciddiye almadığı" maçlar olur, rakip daha ciddiye alır (örneğin dün Burnyley, 0-2'den 4-2 yendi Tottenham'ı) o zaman ters bir sonuç çıkabilir...
Mesela Rıdvan'ın ayağının kırıldığı pozisyonda Tello olsa, rakibinin o girişini gördüğünde topa ayağını sokmazdı. Böyle bir maç için kendini heba etmezdi. Ama Rıdvan gibi çocuklar ispat peşinde olduğu için herşeyi göze alırlar bu forma altında.

Sadede gelecek olursak, Bursa maçında da iş Beşiktaşlı futbolculara kalıyor. Futbolcular da genel olara karakterli sporcular ve iddiaları olmasa dahi çok fazla dizginleri gevşetecek birileri değiller. Kaldı ki Nihat yeni form tuttu ve bu maçta da kendini ispata devam edecektir, İsmail, Necip gelecek yılın formasını kapma adına müthiş performans sergiliyor. Bobo desen zaten mahalle maçına çıksa aynı oyununu oynuyor... Toraman, Fink, Ernst de hep standardını koruyan oyuncular. Bir de Denizli'nin sene başında yapması gereken 3 ortasahalı sistemi, bugünlerde oynaması da var...
Bursa'nın işi çok zor olacak. Hatta dramatik bir son olacak bence. Trabzon'un 4-1-4-1 tarzındaki önde basan oyunu Fenerbahçe'ye çok ters geldi, yine Kadıköy'de ters bir sonuç alabilirler. Ama Bursa maçı kazanamayacağı için, şampiyon yine Fenerbahçe olacak bana göre.

Pamukk dedi ki...

karakterli futbolcular topluluğu takımınızın şampiyonluğunu şimdiden kutlarım 1 hafta beklemeye gerek yok

eskidenmiş rakiplere saygı duymak
rızalar aykutlar ali gültikenler vs
renginize bürünen yabancılar bile çirkefleşiyolar, garip

ümit özatı izlemedim de şikayet ettiinde aklıma şey geldi, herkes aykut kocaman değil tabi süt dökmüş kedi gibi otursun.

tofi dedi ki...

lig bitti nihat forma girdi, önde bitiren sezonu biraz daha geç açar, beşiktaş bursayı yenebilir, ama biz, trabzonu yenebilirmiyiz, mesela o...kupa macı ve dünkü ilk yarı bana hiç umut vermedi, inşallah 1 olsun bizim olsun.