8 Ekim 2008 Çarşamba

Ertuğrul Sağlam da, Beşiktaş nasıl?


At bir çentik daha.

Beşiktaş son 10-12 yıldır kendi kendini en çok hırpalayan klüp. Küçükken Seba'dan sonrasına endişeyle bakanları anlamazdım. Ne olabilirdi ki yani?

Neyse buna döneriz. Bugüne bakalım.

Kişisel fikrim sahada Beşiktaş'ın daha iyi olabileceğidir. Ama ne kadar daha iyi olabilir ve nasıl? Mesela Hiddink olsa Beşiktaş'ın başında, bu kadro ne yapardı? Aşağı yukarı maksimum'u nedir yani bu kadronun? Bunu speküle etmek eğlenceli olabilir ama net birşey söylemek yerine bunu okuyucuya bırakalım.

Vicente Del Bosque, Rıza Çalımbay, Jean Tigana, Ertuğrul Sağlam dönemleri boyunca UEFA gruplarından çıkamadı Beşiktaş. Şampiyonlar Liginde 3. olamadı grupta. Gordon Milne, 3'ü arka arkaya 4 şampiyonluk kazandı da Avrupa'daki elenmelerin ardından saldırılara karşı dayanabildi uzun süre. Pardon Seba'lı yıllardı onlar değil mi? İstikrar, sabır, disiplin, saygınlık abidesi bir başkan ve İngiliz hocası. Peki Milne niye gitmişti? Avrupa'da beklenen başarının bir türlü gelmemesi idi sebep. Bir-iki yıl öncesinde onunla Kupa Galipleri Kupası'nda çeyrek finalle zirve yapmıştı oysa Beşiktaş'ın Avrupa künyesi.

Demirören döneminde en iyi futbolu son bir-iki senedir Ertuğrul Hoca'yla oynuyordu Beşiktaş. İki hafta önce şampiyonluk heyecanı basmış, serilerden bahsediliyordu. Arkhe'cim güzel demiş, Olimpiyat Stadı'nda bir beraberlik ve iyi bir rakibe karşı verilmiş bir tur. Bunları takiben istifaya zorlanan bir teknik direktör. Kaldı ki, UEFA Kupası'nda çeyrek finale çıksa ne kadar boyu uzardı Beşiktaş'ın? Oysa bu sene TSL şampiyonu önümüzdeki sene direkt katılıyor Şampiyonlar Ligi'ne. Hani Palermo'nun katılmak için UEFA maçına aslarını İstanbul'a getirmediği Şampiyonlar Ligi. Ertuğrul Hoca takımın başında kalsa, bu sene şampiyon olma ihtimali şimdikinden daha yüksek değil miydi Beşiktaş'ın? Seneye çıkışını sürdürüp Şampiyonlar Ligi'nde yılların özlemi ikinci turu göremez miydi?

Bu kadar iyi nasıl biliyorsunuz hep, hem de hiç denemeden, sabredemeden? İstikrarın, uzun vadeli bir kolektif bütünlük yaratmanın önemi nedir futbolda? Bu sadece şampiyon hocalara mı tanınabilir?

Son olarak, Ertuğrul Sağlam'ın Anadolu'da kalburüstü bir takımı uzun yıllar çalıştırıp hayal edilemeyecek başarılar kazanmasını dilerim.

Hiç yorum yok: