15 Şubat 2010 Pazartesi

Manisaspor 2-2 Fenerbahçe


Bol alkollü, az uykulu bir hafta sonu geçirdim. Şu an uzun uzun maçı yazacak gücüm yok, fırsatı yaratırsam yarın sabah, olmadı daha sonra ofiste bir şeyler yazar ve bu gönderiye eklerim.

Neticede yazık oldu. Eleştirmek kolay, eleştirecek şeyler de mutlaka var ama ben eleştirmeyeceğim. Futbol böyle bir "oyun" işte, bazen yapacak bir şey kalmıyor. Koşuyorsun, savaşıyorsun, deniyorsun, zorluyorsun ama olmuyor. İzlediğimiz maçta 85. dakikada bile "Fenerbahçe illa ki bir gol bulacak" diye düşünürken kalende gol görebiliyorsun. Böyle bir maçı kaybettiğine inanamıyorken 90+6'da gelen golle 1 puanı kurtarıyorsun. İlginç.

Kim bilir, belki de bu 1 puan seni şampiyon yapacak..
.
****
.
Fırsatı bulduk, maç detaylarını not edelim..
.


Fenerbahçe ligin ilk yarısında Diyarbakırspor ve Manisaspor karşısında oynadığı futbolun yarısını bile oynamadan maçlar kazanmıştı. Belki de o maçların diyeti ödeniyor. Fenerbahçe bu maça çok iyi başladı, 20 dakikayı geride bıraktığımızda Sivas deplasmanına benzer bir skor görebileceğimizi düşündük. Zemin iyi olunca takımın pas trafiği çok iyi işliyor, belki de dün şimdiye kadar hiç görmediğimiz kadar iyi ve hızlı pas yapan bir Fenerbahçe gördük. Solda Özer ve Santos iyi işliyordu, sağ kanatta ise Mehmet Topuz belki de geldiğinden beri en iyi performansını sergiliyordu. Takım tüm hatlarıyla saldırıyor, hücumdaki paslaşmalar büyük zevk veriyordu. Manisaspor orta sahayı geçmekte bile zorlanıyordu ve gol de gecikmeden geldi. Çok güzel bir organizasyonla Cristian’ın ayağından gelen golden sonra da Fenerbahçe tempoyu tamamen düşürmedi, pas trafiğini aynen devam ettirerek kontrolü hiç bırakmadı ama bir türlü 2. gol gelmedi. Bu iyi ve izleyenlere de keyif veren futbolun karşılığı pozisyon olarak alındı ama skora yansımadı. Oyuna tamamıyla hakim olan ve daha ilk devrede rakibin 2 katından daha fazla pas yapan Fenerbahçe hiç beklenmedik bir anda golü yedi ve farklı bitmesi gereken devre 1-1 bitti. Golde bence Santos’un hatası var. İtirazında haklı olabilir ama onun boşalttığı yere Bilica gidince göbekte Isaac kafayı çok rahat vurdu. Bu kadar tek taraflı geçen bir devrenin berabere bitmesindeki en önemli sebeplerden biri son paslarda ve vuruşlarda futbolcuların kötü tercihler yapması oldu. Semih biraz gününde olsaydı bile çok farklı bir skor ortaya çıkabilirdi.

Fenerbahçe’de ilk 45 dakikanın aksine ikinci devre kanatlar işlemez oldu. Özer ve Mehmet Topuz’un tempoları düşünce Fenerbahçe daha çok göbekten yüklenmeye başladı. İlk devre kadar tek taraflı bir oyun olmasa da yine oyun tamamıyla Fenerbahçe’nin kontrolündeydi. Aslında pozisyonlar da geldi ama bir türlü gol gelmedi. Mehmet Topuz yerine Gökhan Ünal girince oyun iyice merkeze sıkıştı, sanırım Topuz’un ufak da bir sakatlığı vardı. Son 15 dakika beklediğimden daha az bir baskı oldu. Ben Manisaspor’a nefes alma fırsatı verilmez diye düşünüyordum ama orta sahada 1 kişi eksilince ev sahibi takım da arada rakip kaleye gitmeye başladı ve yine Isaac ile golü buldu. Fark olması gereken maçtan puansız dönüleceğine inanmakta zorlanırken Gökhan Ünal beraberlik golünü attı. 90 dakika boyunca hücum eden, özellikle ilk devre belki de sezonun en iyi futbolunu oynayan, %80’den fazla bir yüzdeyle rakibin neredeyse 3 katı pas yapan, yirmiden fazla gol denemesi olan ve birçok pozisyon yakalayan Fenerbahçe Manisa’dan sadece 1 puanla döndü. Bize de oynanan olumlu futbol ve takımın 90. dakikada gol yedikten sonra bile maçı bırakmaması teselli ama belki de biraz züğürt tesellisi oldu..

Fenerbahçe artık lider değil ve son iki haftada kaybettiği 4 puan da mutlaka aranacaktır. En basitinden haftaya Beşiktaş’ın ve Fenerbahçe’nin kazanması durumunda farkı 6’ya çıkarma şansı kaçmış olacak. Manisa’da Fenerbahçe çok iyi oynadı ve şanssız bir şekilde puan kaybetti, bu bir gerçek ama tabii ki doğru gitmeyen şeyler de vardı. 3-4 farkla bitebilecek bir ilk devrenin berabere bitmesini eleştirmek ama bunu sadece savunma oyuncuları ekseninde yapmamak gerekir. 3 haftadır gol atamayan Manisaspor’dan iki gol yemek sinir bozucu ama hücumcular bazı pozisyonlarda daha basit oynamayı becerebilselerdi çok daha fazla gol bulabilirlerdi. Neticede futbol affetmiyor ve giden puanlar geri dönmüyor. Yine de çok takılmamak lazım. Fenerbahçe an itibariyle Süper Lig’in en iyi futbol oynayan takımı ve bunu sürdürebildiği takdirde karşılığını uzun vadede mutlaka alacaktır. Belki o zaman bu son dakika golleri de anlamını bulacaktır.

1 yorum:

Pamukk dedi ki...

bu son dakika balları şampiyonluğun habercisidir