28 Kasım 2008 Cuma

Fenerbahçe - Beşiktaş


Beşiktaş bir süredir Kadıköy’e puan olarak da moral olarak da avantajlı gelmiyordu. Bu maçın öncesi aslında biraz Galatasaray maçını andırıyor, anketlerde önde giden de taraftarı galibiyete fazlasıyla inançlı olan takım da Beşiktaş. Fenerbahçe ise Galatasaray maçı ile çıktığını sandığı çukurun içine son iki maç ile tekrar girdi ama bu sefer karşısında psikolojik olarak her daim üstün olduğu bir takım yok. Her ne kadar son senelerde Fenerbahçe’nin bir üstünlüğü varmış gibi gözükse de hala ne taraftarı ne futbolcusu bir Beşiktaş maçına Galatasaray maçı gibi bakamıyor.
.
Fenerbahçe tarafında maçın gidişatını teknik adam tercihlerinden ziyade futbolcuların performansı belirleyecek, zaten Aragones’in seçimleriyle etki ettiği bir maçı henüz izlemedik. Semih büyük ihtimalle oynamıyor ve böylece tek-çift forvet tercihi yine otomatikman ortadan kalkıyor. Yabancı kontenjanı ise bu kez Aragones’in karar vermesi gereken bir nokta olacak. Kenarda oturacak isimlerden birinin Maldonado olduğu kesin, diğeri ise büyük bir sürpriz olmaz ise Josico ya da Deivid olacaktır. Kazım’ın geçtiğimiz sezon İnönü’de oynadığı güzel futbol akıllarda ama ne olursa olsun iki maçlık performans ile ben Deivid’den kolay kolay vazgeçemem. Emre’nin de bir sakatlığı olmadığına göre benim tercihim orta sahayı Emre-Selçuk yapıp Josico’yu kenara almak olur. Emre’nin performansı çok önemli, Porto maçındaki tedirgin ve korkak futbolu oynarsa orta saha top yapmakta yine zorlanacaktır. Alex’den ayrıca bahsetmeye gerek var mı bilmiyorum, günündeyse yarın maçı tek başına alabilir, araya atılan toplarda açık verebilen Beşiktaş savunmasına karşı Guiza’yı da bir anda taraftarın sevgilisi haline getirebilir. Bu söylediklerimizin dışında Fenerbahçe kadrosunda beklenmedik bir şey olacağını sanmıyorum. Uzun süredir aynı sistemle oynayan takım hakkında derin analizler yapmaya gerek yok çünkü fazla değişken yok. En önemli değişken futbolcuların maçı ne kadar kazanmak istedikleri, bunu da yarın göreceğiz.


Beşiktaş tarafında ise maçı belirleyecek isim bence Mustafa Denizli olacak. Tello’nun durumu belirsiz, oynamassa yerine Seric oynayacak ve Beşiktaş’da da yabancı kontenjanı sıkıntı yaratacak. Aslında Beşiktaş’ın dizilişi için şu şöyle olursa bu böyle olur gibi tahminler yapmak kolay değil çünkü Beşiktaş’ın tam anlamıyla bir sistem takımı olduğunu söylemek çok zor, aynı 90 dakika içinde bile hangi düzende oynadıklarını çözmekte bazen zorlanıyorum. Mustafa Denizli’nin maçı belirleyecek isim olacağını söylerken de dizilişten çok oyuncu tercihlerinden bahsediyordum, kendisi böyle maçlarda hiç beklenmeyen işler yapmayı sever. Mesela benim yapmasından korktuğum şey Delgado yerine Uğur İnceman’ı oynatması olur, orta sahanın mücadele gücünü arttırması Fenerbahçe’nin hiç işine gelmeyecektir. Oyuncu tercihinin kısıtlı olduğu yer sol kanat, burada diziliş ne olursa olsun ağırlıkla Tello ve İbrahim Üzülmez’i göreceğiz. Bu ikili son haftalarda formda olan Gökhan Gönül ve Galatasaray maçındaki performansı sergilediği takdirde Deivid’i durdurmakta ne kadar başarılı olabilirler bilmiyorum. Aslında sahaya çıkacak 11 oyuncuyu görmeden Beşiktaş hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapmak çok zor.
.
Yarın Fenerbahçe’nin kazanmaya daha fazla ihtiyacı var ve genelde bu psikoloji Saraçoğlu’na gelen taraftarı da, futbolcuları da olumlu etkiler, stresten uzak kalınabildiği sürece mücadele gücünü arttırır. Aslında bir de Fenerbahçe taraftarını rakibe duyulan nefret havaya sokar ve bu nefret o stadı cehenneme çevirebilir. Beşiktaş’a karşı bu hava ne kadar pek yakalanamıyor gibi gözükse de 2006 yılında Selçuk Dereli’nin damga vurduğu kupa maçı bunu biraz değiştirdi, yarın nasıl olacağını da göreceğiz.

Beşiktaş derbilerinin öncesinde Galatasaray maçları kadar net olmasa da stada girip havayı kokladığınızda, santra öncesi ilk “omuz omuza”ya kulak verdiğinizde maçın gidişatının ne olacağı hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz.

Umarım yarın santra ile birlikte omuz omuza başladığında Saraçoğlu sallanır..

Çünkü Saraçoğlu sallandığında, rıhtımdan o tribünün sesi duyulduğunda ve taraftar 90 dakika boyunca maçı futbolcularıyla birlikte oynadığında genelde Fenerbahçe Kadıköy’de kazanır..


Fenerbahçe - Beşiktaş
29 Kasım 2008 / 19:00
Şükrü Saraçoğlu Stadyumu

2 yorum:

Tuner dedi ki...

Gitmeyi de izlemeyi de en sevdiğim deplasman.Kalbim roada olacak.Son 2-3 satıra katılmasam da güzel yazı.o ses duyulsa duyulsa kızıltoprak bp den duyulur ancak :)

Arkhe dedi ki...

Farkındaysan sadece santra öncesi omuz omuzadan bahsettim, yoksa haklısın. :)

Ben o anda çıkan sesin sahadaki futbolcuya nasıl etki ettiğini, rakibin üzerine nasıl kabus gibi çöktüğünü çok gördüm.. :)