1 Aralık 2009 Salı

Bayram Sonrası

Bayramda evde kalmadım, yanıma bilgisayar da almadım. Tatillerde blog önceliğini kaybediyor, alkol ön sıralara geçiyor. Gittiğim yerde Spormax de olmayınca derbi haftasında sadece El Clasico’yu izleyebildim. Fenerbahçe’nin götürdüğü morali az da olsa bu maç yerine getirdi. Aklımda kalanları kısa kısa yazalım;
.
.
.
* Fenerbahçe fiziksel olarak da mental olarak da yoruldu, erken sezon açmanın acısı Galatasaray’dan da Fenerbahçe’den de çıkıyor. Sakatlıkların ve cezaların da bu döneme denk gelmesi de bonus oldu. Bilica ve Emre en az Alex kadar önemli oyuncular. Bunlar yetmezmiş gibi Daum da kendi yolundan çıktı, söylenenlerin etkisiyle doğru bildiğinden şaştı.
.
* Seyircisiz maç izlemek bile insana zor gelirken oynaması da pek kolay olmasa gerek. Şahsen ben seyircisiz maçların karşısına 1 puan yazarım. 12. Hafta sonrasında koyduğum hedef 5 maçta 9-10 puandı. Kalan 3 maçı da kazanmak gerekiyor ama çok zor. Tek hedef bir şekilde devreyi lider ya da en fazla 1-2 puan farkla geride bitirmek. Sonra da belki bir forvet transfer etmek.
.
* Maraton Alt’a Fenercell ve Fenerbahçe Kart pankartlarını akıl edenlere “selam olsun”.
.
* Kazım’a geçmiş olsun. Tirajik’de gördüm, sinirim bozuldu. Bu şey gibi “Allah cezasını verdi” diyenlere Allah cezanın en büyüğünü versin.
.
* Kazım dedim, aklıma geldi. Dün Kırmızı Çizgi isimli programda Mehmet Arslan bir fikir verdi. Kazım 4 maç ceza aldı ama sakatlandı. Cezasını iyileştikten sonra çekmesi daha doğru olurmuş. Nba’de bu böyleymiş. Konu Fenerbahçe olunca bazılarının zihinleri ne güzel açılıyor.
.
* Galatasaray da kaybederken Beşiktaş kazandı. Biraz bakındım, bazı Beşiktaşlı arkadaşların spor sayfalarından farkı yok. Bol bol “Hani bu takım şampiyon olamazdı? Hani diğer iki takımı yakalayamazdı? Hani kadrosu yetersizdi? ” kıvamında cümleler var ama bunları en az diğer takım taraftarları kadar Beşiktaş taraftarları da söylüyordu. Medya da aynı, sanki zamanında Fenerbahçe ile Galatasaray'ı göklere çıkarırken Beşiktaş'ı yerin dibine sokan Avrupa basınıydı.
..
* Beşiktaş maçını izlemedim, bir şey söyleyemeyeceğim ama Galatasaray da neredeyse Fenerbahçe kadar kötüydü. Baros dönmeden toparlanmaları zor. Gerçi ben o varken de abartıldığı kadar iyi oynamadıklarını düşünüyor ve yazıyordum. Bakalım Rijkaard’a gösterilen sabır ne zaman taşacak.
.
* Futbol iyi oyuncularla oynanır. İyi futbolcun yoksa sistem denen şeyin içi boş kalır.
.
* El Clasico'da Real Madrid yapabileceğinin en iyisini yaptı, o da kendilerine 1-2 gol pozisyonu olarak döndü. Iniesta-Xavi’nın ayrı düştüğü rakip orta sahayı iyi bozdular. Sadece Alves’in ilk devre birkaç bindirmesi oldu ama onlarda da çok kötü ortalar yaptı. Hepsinde Sabri diye makara yaptım ama ikinci devre verdiği harika pas ile bana güzel bir kapak taktı. Messi’nin kaçırdığı net pozisyonda pası atan da yine Alves’di.
.
Barcelona’nın Real Madrid’den ne kadar üstün bir takım olduğu 10 kişi kaldıktan sonra ortaya çıktı. Barcelona karşısında Real Madrid 10 kişi kalırsa en az beş olur ama Barcelona maçın sonunu çok da zorlanmadan getirebildi. Real Madrid’in en iyisi Kaka’ydı, Lass’ı da özellikle ilk devre beğendim. Barcelona’nın ve maçın tartışması en iyi ismi ise, 3-4 voleybol bloğunu andıran kritik müdahele yapan Puyol'du.
.
* Herhalde Manchester United ünvanını Chelsea’ye devredecek. Bir aksilik ya da sakatlık belası olmadığı takdirde Chelsea rahat şampiyon olacak gibi gözüküyor. Liverpool zaten bitik, Arsenal'in de kadro yetersiz. Manchester City ise iyi başladığı ligde üst üste 7. beraberliğini aldı, ilginç.
.
* Jimmy Bullard gerçekten muhteşem bir adammış, her takıma lazım. City deplasmanında attığı golden sonra sevincini hocasının taklidini yaparak yaşıyor. Noat Samisa’nın bu yazısını da okumanızı tavsiye ederim.
.
* Inter kazandı, Juventus kaybetti ve böylece Milan ikinciliğe yükselirken Inter de en yakın rakibiyle puan farkını 7’ye çıkarmış oldu. Belki bu sene biraz zorlanır diyorduk ama görüntü pek öyle değil. Bu rakipsizlik beni bile Serie A’dan soğutuyor.
.
* Coupet’nin ayak çok kötü kırılmış, çok üzüldüm. Herhalde artık futbola dönemez.
.
* Şen Şef yine gitti. Bu kez önce Amsterdam, sonra da belki Paris ve Hannover. Belki maçlara gittikçe oralardan bir şeyler yazar ama benim pek umudum yok..
.
.
.
Aklımda kalanlar bunlar. Dediğim gibi yoğun alkol vardı, bu yüzden birçok şeyi atlamış olabilirim.
.
Yazıyı da Puyol'a saygılarımızı bir kez daha sunarak bitirelim. Ayaklarına sağlık Büyük Kaptan..
.

Hiç yorum yok: