7 Aralık 2009 Pazartesi

Hafta Sonu Üzerine



Hafta sonu dışarıda geçti, yoğun gündeme dair bir şey yazamadık. Haliyle keyif de kaçtı, istesem belki dün akşam bir şeyler yazardım ama çok kızdım, çok üzüldüm. Ancak toparlanıyorum. Aklımda kalanları kısa kısa not düşelim.



* Kazım’ın cezasından sonra “Fenerbahçe taraftarı da yönetimine kızmaya başladı, o yöneticiler de çıkıp konuşmaya başlayacaktır. Herhalde kavga başlamadan TFF rahat etmeyecek.” demiştim. Kavga başladı. Herhalde başta medya olmak üzere herkes rahatlamıştır.

* Galatasaray maçından sonra söylenenlere Fenerbahçe yönetimi karşılık vermedi. Hakemlerin ve ceza kurullarının bu ortamdan etkilendiğini söyleyebilirim. Hakem hatalarını geçeyim ama verilen 2 maçlık seyircisiz oynama cezasını, Bilica’nın cımbızla çekilmesini ve Kazım’ın cezasını gönül rahatlığıyla örnek verebilirim. Bu dönemde Fenerbahçe taraftarı yönetiminin sessizliğine kızdı. Şimdi yönetim konuştu, yine kızılıyor.

* Kızanları belaltı vurmuyorlarsa haksız bulmuyorum. Bu konuşmanın yapılması gereken daha doğru zamanlar oldu. Kaybedilen bir maçın hemen sonrasında konuşunca haklıyken haksız duruma düşebiliyorsunuz. Kullanmayı çok sevdiği resmi sitesinden hafta başında daha düzgün ve usturuplu bir açıklama yapması daha doğru olurdu.

* Geçtiğimiz sezonun başında ve sonunda, bu sezonun başında, 8’de 8 yaparken ya da Galatasaray’ı yenmişken bile Aziz Yıldırım’ın istifa etmesi gerektiğini savunanlar vardı. Fikirlerine katılırım ya da katılmam o ayrı ama bugüne kadar Aziz Yıldırım’a karşı sesini çıkarmayanların puan kayıplarından sonra istifa çığlıkları atmaya başlamasını samimi bulmam ve o insanları yerin dibine soktuğumuz spor medyası ile aynı kefeye koyarım.

* Tüm hata hakemlere ve federasyona yıkılmadı. Açıklama içinde "Bizim takımımız kötü oynuyor. Bunu kabul ediyoruz biz de. Düzelteceğiz. Ama bizim oyuncularımız kaliteli ve iyi oyuncular. Biz nasıl 8-10 maç kazandıysak, bundan sonra da bunun tedbirlerini alacağız. Hep beraber, hocayla, oyuncularla bunu düzelteceğiz.” cümleleri var. Zaten hiçbir Fenerbahçeli bugün ortaya çıkan durumun sorumlusu olarak hakemleri göremez ama üst üste gelen o hatalar olmasa Fenerbahçe’nin fazladan birkaç puan alması mümkündü.

* Tepkinin veriliş şekli belki yanlış ama geç kalınmış da olsa böyle bir tepkinin verilmesi bu ülkede gerekliymiş. Önemli olan bu tepkiyi verdikten sonra sorunların çözüleceğini düşünmemek ve futbol takımının bir anda içine girdiği bu rezil duruma müdahele etmektir. Bu rezil durumları yüzünden birçok taraftar hakem kararlarına ve verilen cezalara laf etmekten utanıyordu.

* Ve Fenerbahçe futbol takımı. Hollanda deplasmanın üzerine ligin en zor deplasmanlarından biri takımın dip yaptığı döneme denk geldi. Bu maçtan gelecek 3 puan ekstra olacaktı. Maçın hakkı bence beraberlikti. Ortada geçen maçta öne geçmek çok önemliydi ve bunu başaran Eskişehirspor maçı da kazandı. Penaltıları geçeyim, her maç buna benzer şeyler oluyor diyeyim ama Bilica’ya yapılan açık faulün verilmemesini geçemiyorum. Eğer verilmeyen bir korner yüzünden art niyet aranabiliyorsa, ben de rahatlıkla 4 dakika verilen uzatmalarda bir gol gelmesine ve en az 1,5-2 dakika duraklama olmasına rağmen tabelada 94’ü bile tam görmeden maçın bitirilmesinde de art niyet arayabilirim.

* Beşiktaş ve Galatasaray’ın kaybettiği ekstra puanlar bu rezil durumu minimum kayıpla atlatmamıza yardımcı oluyor. Oynanacak iki çok zor maç var. Zirveden uzaklaşmadan devre arasına sağ salim girmek gerek. Bunun için Fenerbahçe’nin şansa da ihtiyacı var.

* Peki ne yapmak lazım? Bu terse dönüşün Galatasaray maçı sonrasında başladığı ortada. O 20 günlük ara ve gevşemeye meyilli futbolcuların işin cılkını çıkarması takımı bitirdi. Futbolculara sert bir tokat atmak ve kendilerine getirmek gerekiyor. İş ahlakı olmayan, mesleklerine saygı göstermeyen isimler hemen gönderilmeli. Takımdan ayrılmak isteyen Carlos ve Güiza gibi isimlere de güle güle denmeli. Ruh, mücadele, savaşmak edebiyatlarını geçiyorum, işinin gereklerini yerine getirmeyen bir oyuncuya bile taviz verilmemeli.

* Gazeteleri okumamıştım, bugün biraz göz gezdirdim. Vatan gazetesi işin bokunu çıkarmış durumda. Bugün de Fenerbahçeli futbolcuların parti verdikleri otel odasında bulunan kelepçelerden bahsediyorlardı. Herhalde kendi fantezileri.

* Bu hafta sonu geçtiğimiz sezona geri döndüm. Fenerbahçe’nin kazanmasıyla değil rakiplerin kaybetmesiyle sevinir oldum. Kaybedilen 2 puanın tek sorumlusu olarak hakemi gösterenler abartıyor. Zaten daha aklı başında olanlar hakemi 1-2 cümle ile geçip son 20-25 dakikayı sorguluyor. Hayır işi garibi, hakem ne yaptı diye sorulduğunda da verilen cevaplar arasında Kewell’ın kart gördüğü korner pozisyonu ile son faul atışının yerinden yapılmadığı öne çıkıyor.

* Art niyetli hakem Mehmet Topal’ın pozisyonuna penaltıyı çalardı. Saçmaladı, son 10 dakika iyice kontrolü kaybetti ve Galatasaray aleyhine basit fauller çaldı. Belki ortada çok fazla şey yokken kendisine küfür eden tribünlere ya da bazı futbolculara ve sinirle hatta inatla saçma kararlar verdi. Belki “Ben tribünden etkilenmem” şovu yapmak istedi, bilemiyorum ama öyle ya da böyle Galatasaray ikinci devrenin ilk 20-25 dakikasında oynadığı futbola devam etseydi ortada hakem konuşacak bir durum kalmazdı. Belki de bu ekstra tepki diğer maçların aksine en azından 2. devrenin büyük bir bölümünde çok iyi oynayıp da puan kaybettikleri için olabilir.

* Mustafa Sarp formasını yırttı, üzerine bir de Aziz Yıldırım’a laf atınca yeni Galatasaray kahramanı oldu. Bundan sonra tribünde yırtık formalı görüntüsünün yer aldığı pankartlar görebiliriz. Ben ise hakemin yüzüne alenen ettiği küfürler yüzünden ceza alacak mı diye düşünmekteyim. Hakem yüzüne edilen küfürleri cezalandıramadı, ceza kurulları Kazım’a gösterdikleri hassasiyeti ona da gösterecek mi merak ediyorum.

* Bu Cüneyt Çakır kimin nesidir bilmiyorum ve bu adama Avrupa’da tıkır tır maç verilmesini de anlamıyorum. Eskişehirspor-Ankaragücü maçında rezil bir maç yönetmişti, Kasımpaşa-Sivasspor maçına da damgasını vurdu.

* Şenol Güneş Trabzon’a hoş geldi. Bence elinde iyi bir kadro ve kendisinin de kredisi var. Yükseleceklerini düşünüyorum. Son hafta Fenerbahçe maçı ise ayrıca ilginç olacak.

* Kayserispor-Bursaspor maçı çok keyifliydi. Gündüz maçı bir de dolu tribünler önünde oynanınca tadından yenmiyor.

10 yorum:

esperanza dedi ki...

''Fenerbahçeli futbolcuların parti verdikleri otel odasında bulunan kelepçelerden bahsediyorlardı. ''

bu da biseydir, ulkemizde tabular yavas yavas yikiliyor :o

Patasana dedi ki...

Mdr eline sağlık güzel yazmışsın. Anlayana tabi...

RuFF dedi ki...

İşteki FB li arkadaşlarımda kellelerin uçmasından bahsediyor.Kazım,Guiza, Carlos , Santos bunlar gönderilsin istiyorlar.Sende buna yakınb irşey yazmışsın.Eğer devre arasında bu oyuncular gönderilirse yerlerini doldurabilir misiniz bilmiyorum.

Ben bir Beşiktaşlı olarak bu adamları göndermenizi isterim gerçekten.Devre arası transferini doğru yapmak çok zor bir olay.

Arkhe dedi ki...

RuFF işini yapmayan adamı sen yanında çalıştırır mısın? Müdürsün, personelin işe gelmiyor, disiplinsizlik yapıyor, kurallara uymuyor ve senin yanında çalışmak istemiyor. Yetmezmiş gibi diğer düzgün çalışanları da bozuyor, girdiğin ihalelerde ya da müşterin karşısında şirketine iş kaybettiriyor. Ve bu adamlara sen toparlanmaları için sayısız şans vermişsin ama adamlar iplememiş.

Ne yaparsın? "Bu adam giderse 3 kişi kalırız, bu işleri yetiştiremeyiz" mi dersin yoksa "bana zaten faydaları yok, gitsinler, biz gerekirse daha çok çalışır işleri toparlarız" mı dersin?

Carlos gitmek istiyor, yeri de çok kolay dolar. Transfer olmasa da dolar. Güiza gitmek istiyor. Semih'in rezil hali nedeniyle gitmesi en zor gözüken Güiza ki zaten Semih iyi olsa da tek forvetle sezon bitmez. Hem Güiza hem Kazım bir forvet transferi yapılmadığı takdirde gönderilmez. Hayalim Güiza'nın iyi bir paraya satılması ve yerine iyi bir forvet alınmasıdır. Biz Nobre'yi devre arasında alıp şampiyon olduk.

Dos Santos gitsin demem. Henüz çok yeni. Edineceği daha doğru arkadaşlar onun performansını pozitif yönde etkileyecektir. Öyle ya da böyle Brezilya milli takımında yer alan ve yaşı geçmemiş bir adam bu kadar kolay gözden çıkarılmaz.

Hepsi olmasa da bazı kelleler kopartılmalı. Belki direkt göndermek çok abartılı bir reaksiyon olabilir, ben o yazıyı yazarken hala sinirliydim ama gönderilmeyeceklerse de bir süre kadro dışı kalmalılar. Böyle bir ceza yemediler, bir de onu yaşasınlar. Bu da onların son şansı olsun.

RuFF dedi ki...

Bende bunu söylemek istedim zaten.Sinirli olduğunuz için gönderilsin diyorsunuz ama göndermek çözüm değil.Bence iş teknik direktörde bitiyor.Sergen, Nouma gibi adamları Lucescu diye bir adam oynattı ve ikisinden de maksimum fayda almıştır.
Bir adamı kaybetmek çok kolaydır ama kazanmak zordur.
Carlos gitmeli ama diğerleri için aynı şeyi düşünmüyorum.
Devre arası transferi ve emrenin form durumu sizin için çok önemli.
Eğer devre arasında maldonado, josico gibi bir adam alırsanız ve Emrede sakatlanmaya devam ederse 2. devre fikstürüde sizi kurtarmaz.

Arkhe dedi ki...

Son şansları o kesin..

Devre arasında bir forvet transfer etsek ve tutsa yeter. Fazlasını devre arasında istemem.

peralta dedi ki...

ben bu kötü gidişi eğer kalan 2 maçtan 4 puan alırsak bir avantaj olarak görüyorum. bunu avantaja döndüren şey ise kesinlikle rakiplerin beklenmeyen puan kayıpları oldu. beşiktaş'ı bu yarışta ciddiye almıyorum, kaybettiklerini anca toparlayabildiler. holosko ve delgado iyileşince fantazi seven denizli bence kadronun balansıyla oynayıp istikrarı bozar.

galatasaray ise enteresan biçimde fenerbahçe'nin 9 puan kaybettiği 3 haftada iki maçı ASY'de oynamasına ve önde olmasına rağmen hala gerimizde.

2005-06 sezonunda sanırım devre arasına namağlup girmiştik. şampiyon olacağımızdan zerre şüphem yoktu ama devre başında üstüste gelen puan kayıpları bizi mahvetti o sezon. biz o çöküş hakkımızı şimdi kullandık. üstelik fikstür dezavantajımıza rağmen puan olarak geriye düşmeden. başlangıca benzer bir seri şampiyonluk için yeter de artar diye düşünüyorum.

RuFF dedi ki...

@ peralta
Resmen aklımdan geçenleri yazmışsın.Bu kadar kötü bir fikstürde bile hala önde Fenerbahçemiz.2009 - 2010 yılında Fenerbahçemiz rakiplerine en az 6 puan farkı atarak şampiyon olacaktır.
Hayırlı olsun..

Arkhe dedi ki...

RuFF vazgeç totemden, bu sene yemez.. Biliyorsun ben ne dersem o olur, konu biz olunca olay sende değil bende biter.. :)

RuFF dedi ki...

@ Arkhe
Bende onu diyorum işte kardeşim.Totem filan kurtarmaz bu sene bizi.Şimdiden tebrik ediyorum şampiyon takımın şampiyon taraftarlarını :)