9 Aralık 2009 Çarşamba

Beşiktaş 1-2 CSKA Moskova


Mustafa Denizli’yi seviyorum. Maç öncesi kadro yaparken herhalde çok eğleniyor ve herkesle dalga geçiyor. Dün sahaya sürdüğü kadroyu da tahmin edebilen kimse yoktur. Tello golü yapsaydı belki de kazanacak ve kendisini eleştirenlere ağzı kulaklarında bir halde laf sokacaktı ama olmadı. O yüzden sıra leş kargalarında. E kendi düşen ağlamaz..

Haydi Toraman’ı geçiyorum da iki beke adam markajı vermek ne oluyor? Neymiş? 1-0 hedeflenmiş, kulaklar da Almanya’da olacakmış. Rakibe göre taktik belirlemek tamam ama bir yere kadar. Bu maç özelinde oynayacağın futbolu o zemine oturtabilirsin ama saha içi düzeninde böyle değişiklikler yaparsan patlarsın. Ve karşında bu kadar önlem alınacak bir takım da yok. Yine de şanslı adam, Wolfsburg kazansaydı çok daha ağır eleştiriler alırdı.

İlk gol bağıra bağıra geldi, müdahele etmedi. 3 gol lazımken devre arasında oyuncu değiştirmedi ki daha sonra yaptığı değişiklik de ilginç zaten. Uğur girerken niye Toraman ya da Kaş yerine Fink çıktı ben anlamadım. Ernst’in kötü olduğu maçın (55 pasın 36’sı isabetli) bence Beşiktaş adına en iyisiydi. Rüştü iyi oynadığı maçlardan sonra havaya girmiş, iki pozisyonda Youtube’a düşmekten ucuz kurtuldu. Beklenmedik bir şekilde boş kalan tribünler ise Diyarbakırspor maçından sonra bu maçta da çok kötüydü. Takım oynarsa onlar da coşuyor ama belli ki cezalar Beşiktaş tribünlerini çok olumsuz etkilemiş.

Gruplar belli olduğunda puan alması en zor gözüken iki maçtan 4 puan geldi, diğer 4 maçtan 0.. Beşiktaş kaybetmemeyi beceriyor ama kazanması gerektiğinde kazanmayı bilmiyor. Böylece İnönü Beşiktaş’a yine kabus oluyor ve bu sezon için Avrupa heyecanı Aralık ayında bitiyor..

1 yorum:

Sabaha Kadar Futbol dedi ki...

ilk 11 ve ilk yarıdaki futbol konusundaki eleştirilerine katılmıyorum. Bence Mustafa Denizli bu takımla sadece bu futbolu oynatabiliyor o yüzden bütün herşeyini 1-0 yatırdı.

İkinci yarıdaki görüşleri son derece doğru, en azından müdehalede bulunması gerekiyordu.