15 Kasım 2010 Pazartesi

Gaziantepspor 2-1 Fenerbahçe

Fenerbahçe için Galatasaray maçı sonrasında koyduğum 8 maç-20 puan hedefinde Bursa deplasmanı ile beraber Antep deplasmanı için de 1 puan yazıyordu. Ve bu hesaplar yapılırken Özer, Selçuk gibi sakat isimlere eklenen Niang, Lugano ve Emre’nin yokluğu düşünülmemişti. Bu yüzden çok büyük bir hayal kırıklığı yaşamadım, maç sonrası ağır eleştiriler yapanlar kadar da sinirlenmedim. Üzüldüm çünkü ciddi eksiklere rağmen hesaplarımdan 2 puan fazlasını alabileceğimiz bir maçtı ama olmadı.

Aykut Kocaman’ın Bekir tercihi mantıklıydı, sahaya çıkan 11’e benim bir itirazım yoktu. Fenerbahçe maça da kötü başlamadı ve çok güzel hazırlanmış pozisyonda büyük kaptan, efsane insan, benim futbol peygamberim Alex de Souza’nın harika vuruşuyla öne de geçti. Alex sadece Fenerbahçe forması alında attığı 100. gol ile değil oynadığı futbol ile de ilk devreye damgasını vurdu. Birkaç kez gözlerin pasını aldı, hele ki Caner’in oralardan alıp da iki kişiyi geçerek takımı atağa çıkardığı pozisyon onu izlediğim için ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha hatırlattı. Ve işin diğer tarafında da herhalde Cristian’dan daha çok mücadele etti, savunmasına daha çok yardım etti. Gaziantepspor ise ilk yarıda sadece uzaktan atılan şutlar ile tehlike yaratabildi ama bunlarda da Volkan başarılıydı.
.
Semih’in gol attığını ama oyun olarak eski halinden uzak olduğunu ve takıma gollerden başka katkı sağlayamadığını daha önce de yazmıştık. İkinci devreye başlaması kabul edilebilir ama o oyunda kaldığı sürece Fenerbahçe’nin rakibi fazla tehdit edemeyeceği ve oyunu tek farkla önde götüren bir deplasman takımı olarak eninde sonunda ev sahibi takımdan baskı yiyeceği belliydi. Aykut Kocaman’ın doğru Semih-Dia tercihi daha önce yapılmalıydı. Böylece rakip daha fazla tehdit edilebilecek ve baskı kurması engellenebilecekti. Herhalde Gaziantepspor pozisyon bulamadığı için Aykut Kocaman takıma müdahele etmek istemedi ama değişiklik yapıldığında da ev sahibi takımın baskısı başlamıştı. Oyuncu değişikliğinden kısa bir süre sonra bir atak dönüşünde takım savunmada eksik yakalandı, Serdar Kurtuluş da harika bir gol atarak maça beraberliği getirdi.
.

Golden sonra ne sağ kanatta ne de forvette hiçbir şey yapmayan Kazım’ın yerine Niang oyuna dahil oldu. Bu maç için Aykut Kocaman’a getireceğim en büyük eleştiri de Kazım’ın oynamasıdır. Eskişehirspor maçındaki elinden geleni yapmayan, işini ciddiye almayan oyuncunun formaya bir süre uzak kalacağını düşünüyordum ama Aykut onu ilk 11’de sahaya sürerek biraz da kendisiyle çelişti. Niang oyuna dahil olduktan sonra Fenerbahçe rakip üzerine gitmeye başlıyordu ki yine bir kontra atakta Olcan’ın ayağından kalesinde golü gördü ve Antep’den puansız döndü.

Aykut Kocaman’ın mağlubiyetten sonra eleştirilmesi normal. Ön tarafta tehdit yaratmadığı için ben de eleştiriyorum. Antep baskısının başlamasına izin vermeden işi bitirebilirdi ama o baskı başladıktan sonra yapabilecek fazla bir şeyi yoktu. Kulübede orta saha üstünlüğünü Fenerbahçe’ye getirecek, baskıyı kırabilecek ve savunmaya da yardım edebilecek bir isim yoktu. Oyundaki en kritik bölgeden Selçuk, Özer ve Emre’yi kaybetmiş olmak hocanın elini kolunu bağlamıştı.

Geçtiğimiz sezon Cristian için yapılan eleştirelere fazla katılmıyordum. Ondan Alex’in yaptığı işleri yapmasını beklemek saçmalıktı, ben Cristian’ın teknik direktörünün ondan istediklerini yaptığını düşünüyordum ve ondan çok da şikayetçi değildim. Ama bu sezon çok farklı. Ona geçen sezon da kaptıranlar ekstra bir değişiklik olmadığını söyleyebilirler ama ben katılmıyorum. Bu sene çok daha rezil bir görüntü sergiliyor. Devre arasında gönderilecek isimler arasında adı geçmesine rağmen sakatlıklar sebebiyle ayağına kadar gelen şansı değerlendiremiyor. Belki de değerlendirmiyor demek daha doğru olur, verdiği görüntü bu. İyice fişi çekmiş, “ben artık buralardan gideyim” der gibi bir hali var. Twitter’da görmüştüm, Ortega da burada paylaşmış. O videoyu izleyen ne demek istediğimi daha iyi anlar. Cristian belki iyi oyuncu değildi ama bu videodaki gibi de bir oyuncu değildi.

Puan farkı lider ile 8 oldu ama ben çok karamsar değilim. Bu ligde daha çok şey olur, çok şey değişir. Kalan maçlar arasında İBB deplasmanı yine problem olacak ama Fenerbahçe’nin 5 maçta 15 puan alması durumunda ilk devreyi tahmin edilenden çok daha iyi bir yerde bitireceğini düşünüyorum.

Son olarak şunu ekleyelim ve bu kötü maçın yazısını güzel bitirelim. İyi ki varsın Alex de Souza, iyi ki bizimlesin. Ve umarım hep bizimle kalırsın. Seni seviyoruz, seninle gurur duyuyoruz.

Hiç yorum yok: