Deplasman tribününden maç izleyip de yorum yapmak zor. Hele bir de sis etkisi olunca insan gördüğünden emin olamıyor. Maçın tekrarını izlediğimde tribünde düşündüklerimden farklı şeyler görebilirim diye bekliyordum ama pek de öyle olmadı. Maç sonu ne düşünüyorsam tekrarını izledikten sonra da aynı şeyi düşünüyorum. Maç sonunda ortaya çıkan skor sahada oynanan futbolun karşılığı değil.
Beşiktaş ev sahibi olmanın etkisiyle normak olarak maça daha hızlı başladı ve ilk 10 dakika oyuna daha hakim olan taraftı ama Serdar’ın dışarı giden şutu dışında bir pozisyon bulamadı. Daha sonra Fenerbahçe tempoyu istediği gibi ayarlamaya ve topa sahip olmaya başladı. 20-25 dakika geçtikten sonra da maçın hakimiyetini eline geçirdi.
İlk devre bitene kadar kanatlardan etkili gelen, pozisyon bulan, net bir penaltısı verilmeyen, devrenin sonunda bir de topu direkten dönen ve hatta ikinci devreye de iyi başlayan taraf Fenerbahçe’ydi ama bir anda iki farkla geriye düşen taraf da Fenerbahçe oldu. Oynanan oyun beni tatmin etmişken, bir şekilde golü bulup maçı kazanacağımızı düşünürken ne olduğunu anlamadan maç 2-0’a geldi. Futbol böyle garip bir oyun işte, “bu maçı alırız” derken maç sonunda “3-0’dan daha farklı olabilirdi” diyebiliyorsunuz.
İlk gol Emre’nin sakatlandığı anda oldu ve bu sakatlık maçın gidişatını da bir anda terse çevirdi. İbrahim Üzülmez’in oraya isteyerek kestiğini sanmıyorum ama Fink muhteşem vurdu. İkinci gol ise jetlag etkisi gördüğümüz Lugano’nun kıçını döndürememesinden geldi ama Bobo’nun da hakkını yememek lazım, çok iyi dönüp anında vurdu. Volkan’ı suçlamam, ben bile ne olduğunu anlamadım. Üçüncü gol ise zaten ofsayt. Kısmet, yapacak bir şey yok..
.
.
Bu arada çok şikayetçi olduğum anlamı çıkmasın, bu kadarı tabii ki kabul edilebilir ama şu maçta Kadıköy’de olandan daha az küfür oldu ve daha az madde atıldı denemez. Tek fark maddelerin isabet etmemesi oldu, küfürde ise İnönü için bir adım önde diyebiliriz. Bu arada tribün demişken söylemeden geçemeyeceğim, ben İnönü’de bu kadar kötü bir tribün gördüğümü hatırlamıyorum. Cezalar çok etkili olmuş.
Fenerbahçe’nin sezon başındaki temposunu ve ritmini kaybettiği ortada. Lige verilen hiçbir ara takıma yaramadı, aksine ritmini bozdu. Bu hafta itibariyle avantaj kaybolmuş gibi gözüküyor. Devreyi lider kapatmak için sezon başındaki arzuyu tekrar yakalamak gerekiyor. İki seyircisiz iç saha maçı varken bu kolay değil, teknik kadroya çok iş düşüyor ama ben bu takıma güveniyorum. Beşiktaş ise sadece zirveye biraz yaklaşmış oldu. Fazlasının olabileceğine inanmıyorum, ilk ikiye girebileceklerini de düşünmüyorum.
Bu maçın sonrasında çok yıkıldığımı söyleyemem ama “sadece 3 puan kaybettik” şeklinde basite de indirgiyemem. Serinin bitmesi çok umrumda değil ama neticede bir derbi kaybettik ve bu son senelerde çok alışık olduğumuz bir şey değil. Tabii ki çok üzgünüm. 30. haftayı beklemekten başka yapacak bir şey yok. Galatasaray maçı denk gelmiyor diye üzülüyordum ama artık ikinci devre Kadıköy’de büyük bir hırsla gidebileceğim bir derbi var..
Beşiktaş ev sahibi olmanın etkisiyle normak olarak maça daha hızlı başladı ve ilk 10 dakika oyuna daha hakim olan taraftı ama Serdar’ın dışarı giden şutu dışında bir pozisyon bulamadı. Daha sonra Fenerbahçe tempoyu istediği gibi ayarlamaya ve topa sahip olmaya başladı. 20-25 dakika geçtikten sonra da maçın hakimiyetini eline geçirdi.
İlk devre bitene kadar kanatlardan etkili gelen, pozisyon bulan, net bir penaltısı verilmeyen, devrenin sonunda bir de topu direkten dönen ve hatta ikinci devreye de iyi başlayan taraf Fenerbahçe’ydi ama bir anda iki farkla geriye düşen taraf da Fenerbahçe oldu. Oynanan oyun beni tatmin etmişken, bir şekilde golü bulup maçı kazanacağımızı düşünürken ne olduğunu anlamadan maç 2-0’a geldi. Futbol böyle garip bir oyun işte, “bu maçı alırız” derken maç sonunda “3-0’dan daha farklı olabilirdi” diyebiliyorsunuz.
İlk gol Emre’nin sakatlandığı anda oldu ve bu sakatlık maçın gidişatını da bir anda terse çevirdi. İbrahim Üzülmez’in oraya isteyerek kestiğini sanmıyorum ama Fink muhteşem vurdu. İkinci gol ise jetlag etkisi gördüğümüz Lugano’nun kıçını döndürememesinden geldi ama Bobo’nun da hakkını yememek lazım, çok iyi dönüp anında vurdu. Volkan’ı suçlamam, ben bile ne olduğunu anlamadım. Üçüncü gol ise zaten ofsayt. Kısmet, yapacak bir şey yok..
.
Kazım en az maç öncesindeki gereksiz Twitter mesajı kadar aptal bir kart gördü. Ben artık onun bu hareketlerine küfür etmekten bıktım, o yapmaktan bıkmadı. Kaç maç ceza alır bilemem ama her ihtimalde devre sonuna kadar kadroya almamak ve ağır bir para cezası vermek lazım. Nerede olduğunu güzellikle anlamıyorsa yapacak bir şey yok. Belli ki biraz canının yanması gerekiyor.
Güiza olsaydı nasıl bir kadro görürdük bilemiyorum ama ben her ihtimalde Mehmet Topuz’u oynatmayıp Kazım’ı sağa atardım. İnönü’de Mehmet’e gerek yoktu. Zaten güçlü bir psikolojisi ve karakteri olan bir adam değil, çok silik kaldı. Bunun dışında bir de Emre sakatlanınca Wederson’u alıp Andre Santos’u göbeğe çekmek fahiş bir hataydı. Maçı çevirme şansını sıfırlamanın yanında çok daha pahalıya da patlayabilirdi.
Beşiktaş’da herkes İbrahim Üzülmez diyor, evet çok ekstra bir futbol oynadı ama bence Beşiktaş’ın en iyisi Ekrem’di. Hiç durmadı, onu izlerken ben yoruldum. Gökhan Gönül’de zaten bu sezon savunma zaafiyeti görüyorduk, bugün kevgire döndü. Alex’i etkisiz kılmasının yanında attığı golü de düşünürsek Fink için de Beşiktaş’ın iyilerindendi diyebiliriz. Aslında bu görüntüde sadece Fink’in performansından bahsedemeyiz, Alex de çok kötü bir günündeydi. Fenerbahçe’de ise en çok Carlos’u beğendim. Özellikle ilk devre baya etkili oldu. Bilica'yı da yine çok aradım, Fenerbahçe için çok önemli bir oyuncu.
Derbi sonrası hakeme değinmemek olmaz. İki fark gelene kadar bütün takdir haklarını ev sahibi lehine kullandı, sonra eyyama başladı. Gökhan Gönül’e yapılan net penaltı, tartışması olmaz. Bu ve 3. gol haricinde skora direkt etki eden başka pozisyon hatırlamıyorum ama özellikle ilk yarı Kazım’ı gerçekten çok dövdüler. Fırat Aydınus da Twitter mesajından etkilenmiş gibi inatla düdük çalmadı. Mesela Emre’ye ya da bir başkasına yapılan daha basit temaslara faul verdi ama pozisyonun içindeki isim Kazım olunca hiç tınlamadı. Yan hakemin adı Bahattin Duran’mış. O da Kazım’dan “Fuck off”u duyunca çok mutlu oldu, hemen atladı ve büyük bir hırsla Kazım’ı oyundan attırdı. Karar tabii ki doğru, o ayrı. Bir de Emre’ye çıkan sarı kart büyük saçmalıktı. Adam sakatlanmış, can havliyle topa vurdu ve sarı kart gördü.Güiza olsaydı nasıl bir kadro görürdük bilemiyorum ama ben her ihtimalde Mehmet Topuz’u oynatmayıp Kazım’ı sağa atardım. İnönü’de Mehmet’e gerek yoktu. Zaten güçlü bir psikolojisi ve karakteri olan bir adam değil, çok silik kaldı. Bunun dışında bir de Emre sakatlanınca Wederson’u alıp Andre Santos’u göbeğe çekmek fahiş bir hataydı. Maçı çevirme şansını sıfırlamanın yanında çok daha pahalıya da patlayabilirdi.
Beşiktaş’da herkes İbrahim Üzülmez diyor, evet çok ekstra bir futbol oynadı ama bence Beşiktaş’ın en iyisi Ekrem’di. Hiç durmadı, onu izlerken ben yoruldum. Gökhan Gönül’de zaten bu sezon savunma zaafiyeti görüyorduk, bugün kevgire döndü. Alex’i etkisiz kılmasının yanında attığı golü de düşünürsek Fink için de Beşiktaş’ın iyilerindendi diyebiliriz. Aslında bu görüntüde sadece Fink’in performansından bahsedemeyiz, Alex de çok kötü bir günündeydi. Fenerbahçe’de ise en çok Carlos’u beğendim. Özellikle ilk devre baya etkili oldu. Bilica'yı da yine çok aradım, Fenerbahçe için çok önemli bir oyuncu.
.
Bu arada çok şikayetçi olduğum anlamı çıkmasın, bu kadarı tabii ki kabul edilebilir ama şu maçta Kadıköy’de olandan daha az küfür oldu ve daha az madde atıldı denemez. Tek fark maddelerin isabet etmemesi oldu, küfürde ise İnönü için bir adım önde diyebiliriz. Bu arada tribün demişken söylemeden geçemeyeceğim, ben İnönü’de bu kadar kötü bir tribün gördüğümü hatırlamıyorum. Cezalar çok etkili olmuş.
Fenerbahçe’nin sezon başındaki temposunu ve ritmini kaybettiği ortada. Lige verilen hiçbir ara takıma yaramadı, aksine ritmini bozdu. Bu hafta itibariyle avantaj kaybolmuş gibi gözüküyor. Devreyi lider kapatmak için sezon başındaki arzuyu tekrar yakalamak gerekiyor. İki seyircisiz iç saha maçı varken bu kolay değil, teknik kadroya çok iş düşüyor ama ben bu takıma güveniyorum. Beşiktaş ise sadece zirveye biraz yaklaşmış oldu. Fazlasının olabileceğine inanmıyorum, ilk ikiye girebileceklerini de düşünmüyorum.
Bu maçın sonrasında çok yıkıldığımı söyleyemem ama “sadece 3 puan kaybettik” şeklinde basite de indirgiyemem. Serinin bitmesi çok umrumda değil ama neticede bir derbi kaybettik ve bu son senelerde çok alışık olduğumuz bir şey değil. Tabii ki çok üzgünüm. 30. haftayı beklemekten başka yapacak bir şey yok. Galatasaray maçı denk gelmiyor diye üzülüyordum ama artık ikinci devre Kadıköy’de büyük bir hırsla gidebileceğim bir derbi var..
13 yorum:
Devre arası bir forvet takviyesi ile sorunun altından kalkabileceğimizi düşünüyorum. Çok fazla karalar bağlamaya gerek yok. Zaten ikinci yarı inanılmza bir fikstür avantajımız var.
İlk yarıda maçı 2-0'a getirebilir ve bitirebilirdik. Futbol kısmetsizliği tamamen. Erman'ın deyimiyle 100 kere oynansa 1 kere böyle olurdu o da oldu.
Ama işin ilginci yanlış maç mı seyrettim diyorum şu bizim müthiş futbol yazarlarını okudukça. Yani iyi bildiklerim bile skor yazarına dönüşmüş.
Şu maçta olanların yarısı G.Saray maçında olmadı hakem hatası olarak ama gündemin %1'ini dahi kaplamadı ne bloglarda ne de yazarlarda. Ardına sığınıp ağlayan yok. F.Bahçe mağlup olurken bile herkesten büyük olduğunu inatla gösteriyor ve bunu seviyorum cidden.
valla bana bizim tribün kötü gelmedi. derbilerde zaten iyi olmuyoruz. içen sıçan çok fazla, kararında içilmiyor bugünlerde genelde.
sizin tarafın birkaç kere topluca ve sağlam girtdiği "bizim için saldır kanarya"sı güzeldi ne yalan söyliym. onun dışında pek bi numaranız yoktu :P
deplasman taraftarını seviyorum :)
bir onceki paragrafda kazım ın sacmaladıından bahsedip de sonraki paragrafta mehmetin yerine oynatacaını soyluyorsun, yapma be hocam.
ayrıca 2 golde sen be bobo nun donup oyle bir sut cekecegini beklemememiz normal ama kaleciysen bekleyeceksin. kesinlikle luganodan az hatalı degil volkan o pozisyonda.
@futbolvefenerbahçe
Müthiş yazarlarımızı böyle maçlardan sonra okumamaya gayret ediyorum, tavsiye ederim. Hakem konusuna da katılıyorum, ben şahsen Fırat Aydınus olayını çok uzatmayacağım. Uzatan olacağını da sanmıyorum ama kazayla bu yönetimle Fenerbahçe kazansaydı neler yazılırdı çok iyi biliyorum.
@stalker
Bizim tribünü geç zaten müdür. O konuda canım sıkkın, belki birazdan bir şeyler karalarım. Sizin tribün bana öyle geldi, özellikle maçın tekrarını izlerken çok dikkatimi çekti. Sizin farklılığınız sahadaki oyundan bağımsız bir şekilde tezahurat yapabilmenizdi. İlk devre Fenerbahçe oynarken staddan çık çıkmadı, goller geldikten sonra tribün coştu ki o da normal.
@Diego
Topuz yerine Özer'i tercih ederdim tabii ki ama bunun olmayacağı çok belli. Muhtemel Daum tercihleri üzeinden konuştum. Yoksa ben Kazım'ı çok darda kalmadıkça tercih etmem, ancak forvette oynatırım o kadar.
Yine de maç öncesi saçmaladı diye oynatmayı düşündüğüm bir adamı da kadrodan çıkarmam, daha doğrusu çıkarmayanı suçlamam. Evet saçmaladı ama bu kesik yemesini gerektirecek kadar büyük bir saçmalama oluyor mu bilemem. Şımarık bir velet.
bence bu macin inonu de son 4 yilda oynadigimiz maclardan tek farki fenerbahce nin ilk devre sonunda soyunma odasina galip girmemesidir. Her zamanki gibi ilk 30 dk golu atip besiktas in sonraki 60 dk debelenmesine neden olacak pozisyonlari buldular ama olmadi. 2. yarida Arkhe nin dedigi gibi 3 dk da is bitti, fb adina gol de gelmeyince konsantrasyon bozuldu.
Bu durumunun benzerini her yil Asy de oynanan Gs-BJK maclarinda biz yasiyoruz. Verilmeyen penalti ve ofsayt, kirmizi kart vs.
hakem konusuna gelince, penaltiyla ofsayti gormesi gereken ayni yan hakem, nobre nin ofsaytini gorup ugur unkini goremiyorsa Bank Asya da staja gitsin
@esperanza
"Bu durumunun benzerini her yil Asy de oynanan Gs-BJK maclarinda biz yasiyoruz. Verilmeyen penalti ve ofsayt, kirmizi kart vs. "
Yemin ediyorum maç sonunda aynen bunu düşündüm. Siz de işler sizin için iyi gitse bile ne olduğunu anlamadan orada kaybediyorsunuz. Çok benzettim bu maçı o maçlara.
Ayrıca tebrik ederim müdür..
@Arkhe
eyvallah sagolasin
haftaya Sivas a 3 puan birakip biraktigimiz yerden devam ederiz 8)
olaya totemsel bakarsak resmi ve gayrıresmi ne kadar başkan varsa stadın dışında kaldığı sürece yolumuz açıktır.kötü tribun iyi takım olsun.artık maçı izleyip takımı destekleyen insanlara ihtiyac var tribunlerde.arkhe müdür siz napın ne edin bi kampanya başlatın emre'yi gs'ye geri verin.size faydası yok.adam terimci uslübü seviyor burada kopukluk var.saracoğluna gelmiş arda gibiydi.ikincisi her maç öncesi luganoyu en az 12 saatlik uçak yolculuğuna çıkartın,gördüğüm en uslu luganoydu.kazıma interneti yasaklayın.daum'a tilkilik dışında taktikler vermesini tavsiye edin (emre yatsaydı..)bu görüşüm ilginç gelebilir; bence ofsayt golün verilmesi skorun daha da artmasını frenledi.
@esperanza
Yeter be bu kadar totem. lol
@Gayriciddimilliarıza
Emre ruh hastası. Kendi takım arkadaşıyla bile küfür eden bir adam, saha içinde rakibe hayli hayli onları yapar.
Daum taktik vermemiş ki keşke verseymiş. Ekstra ve garip olan Emre'nin yatmaması, yürüyemiyorken ısrarla oyunda kalması.
dk1 maç başladı sizin futbolcular bitse de gitsek der gibiydi ve bu sebeple hiç yenilceğimizi düşünmedim normal şartlar altında. gayet kötüydünüz ve hakettiğiniz bir mağlubiyet oldu bence.Üzülmez bile 2 asist yapıyor yani.
En çok Fİnki beğendim.
Sizde GÖkhan iyi idi.
tribünler kötü değilmiş tvde de ses çok az geliyordu ama bisürü insandan tribünlerin gayet iyi olduğu söylendi.
sadece bir derbi kazandık fazlasının olacağını düşünmüyorum bu sene tek amaç demirörenden kurtulmak olmalı zaten. ama siz rakiplerin de yerin dibine sokması güzel oluyo motive oluyoruz. saolsun Kazım da.
stadda olmadığımdan bilemiceğim de kadıköydeki kadar barbarlık olabileceğini sanmıyorum. yine de giden arkadaşlarıma sorup öğreneceğim.
seneler sonra ilk kez inönüde bir derbi maçta ev sahibi takım olma avantajımız olduğunu bize hatırlatan hakem Kartal Fırata teşekkürler.
30.haftada acısını bizden fazlasıyla çıkartacaklardır merak etme.
şu maçla ilgili okuduğum en güzel maç yazısıydı teşekkürler öncelikle.
kesinlikle skor bu olmamalıydı, 2. gol sonrası için eyvallah zaten takım da 10 kişi kaldı falan. ama öyle yorumlar okuyup dinliyorum ki sanki 90 dakika beşiktaş sürklase etti fenerbahçe'yi, hiç öyle değil.
bir de inönü'de sahaya hiçbişey atılmadı mı şimdi? carlos ve alex tünelden çıkarken üzerlerine su şişesi pet bardak atıldı bir kaç tane. hatta sanırım bir tanesi de carlos'a isabet etti ama o kafasını sildi ve pek umursamadı. yine maç içinde bir pozisyonda şişe atıldı. ama en ufak bir yerde rastlamadım. ceza geleceğini de sanmıyorum...
Sağol peralta.
Eve gelince istatistiklere baktım. 2. golden sonra futbol olarak 0 varlık göstermemize ve 20 dakikayı 10 kişi oynamamıza rağmen maç sonunda topa sahip olma %59-41'di. Beşiktaş'dan 180 pas fazla yapılmıştı ve yanlış hatırmamıyorsam kaleye atılan şutlarda da 6-7 fark vardı.
Beşiktaş hak etmedi anlamında konuşmuyorum, neticede Fenerbahçe'nin üstün olduğu dönemde gol yemedi ve iki golden sonra da moral motivasyonla bütün üstünlüğü eline aldı. Haksız kazandı diyemem ama 3-0 da çok hak edilmiş bir skor değil. Eğer ilk yarı bir gol gelseydi son yıllardaki klasik İnönü maçlarından biri olurdu..
Madde konusunda da bunu demek istedim. Ne yalan söyleyeyim ben bu kadarını derbi özelinde kabul edebiliyorum, hiç de rahatsız olmuyorum ama Kadıköy sonrası çıkan yaygarayı da unutmuyorum.. Yine de şov yapmaktan ziyade kafasını silip işine bakan futbolcuyu tercih ederim..
kazım tribünden gelen şişeleri yakalamaya çalışarak kalecilik çalışmış heralde.
Yorum Gönder