9 Temmuz 2010 Cuma

Semercioğlu vs. Üründül & TRT

Bu görseli Twitter’da "futboltarihimiz"de gördüm. Kendisi 16 yıl önce de pek farklı değilmiş, kalıplar aynı. Neyse, bu saatten sonra gidip de Ömer Üründül eleştirisi yapmayacağım. Mevzu farklı ama kısaca bu eleştiriler ile ilgili fikrimi de söyleyeyim.
.
Benim beğenmem de tabii ki mümkün değil, çevremde de Ömer Üründül yorumlarından hoşlanan yok ama bu ülkede çoğunluk biz değiliz. Biz Uğur Meleke, Okay Karacan vs. tercih edebiliriz ama mahalledeki Mahmut Abi ekrana “Ne diyor lan bunlar” diyerek boş gözlerle bakar. Ve bu ülkede çoğunluk da onlar. Bunu şeye benzetiyorum, biz Şampiyonlar Ligi maçları yerine Papatyam dizisinin yayınlanmasına anlam veremiyorken, dizinin ratingleri en önemli Şampiyonlar Ligi maçını bile geride bırakıyordu. Ömer Üründül’ün de seveni çoktur, birçok izleyici ondan hiç rahatsız olmadan maçları izliyordur. Hatta kendisi de şu röportajında sokakta gördüğü büyük ilgiden bahsetmiş.
.
Benim yazmak istediğim şey ise başka. Dün Vatan gazetesi yarım sayfasını Ömer Üründül’e ayırmıştı ve bazı gazetecilerin bu konu ile ilgili yorumları vardı. Cengiz Semercioğlu’nun yaptığı terbiyesizliği orada gördüm, yazısının tamamını ise daha sonra şu linkten okudum. Ömer Üründül ile ilgili bölüm aynen şöyle;
.

Paraya ihtiyacı olmayan Ömer Üründül’ün çalıştığı kurumlardan maaş almadığını, sadece maçlara akreditasyon talep ettiğini, gittiği yerlerde otel, yemek, yol masraflarını kendi karşıladığını ve sırf bu yüzden ‘masrafsız’ olduğu için TRT tarafından tercih edildiğini yazmıştım geçen gün... Daha ötesini yazmak istemedim. Belki yarı final maçlarında görev almaz, gündemimizden çıkar diye... Ama çıkmadı... Madem yorumculuk yapmaya devam ediyor öyleyse bizim de yazmaya hakkımız var.
.
TRT’nin Ömer Üründül’ü tercih etmesinin bir sebebi ‘masrafsız’ olmasıysa, diğer sebebi de cömertliğidir. Yurt dışı gezilerinde en iyi restoranlarda yemek yer, en iyi şarapları içer, en iyi yerlere gider...Yanında da beraber çalıştığı kurumun elemanlarını götürür. Birlikte yerler, içerler, eğlenirler, Allahı var son derece eli açıktır bütün hesabı da Ömer Üründül öder.
.
Şimdi söyleyin bana; TRT çalışanları Güney Afrika’ya yanlarında bütün güzellikleri kendilerine yaşatacak Ömer Üründül’ü mü götürmek ister, yoksa ‘çulsuz’ genç bir yorumcuyu...
.
Merak ediyorum; Acaba Uruguay-Hollanda maçı bittikten sonra Cape Town’da Ömer Üründül’ün masasında kimler vardı?.. Stada yakın Waterfront’ta limanda mı akşam yemeği yendi, yoksa Camps Bay’e geçilip şık bir restoran mı tercih edildi?.. Franschhoek şaraplarıyla mı yorgunluk atıldı, Stellenbosch üzümleri mi tercih edildi?.. Partneri Erdoğan Arıkan dışında masada kimler vardı; TRT’nin spor müdürleri, yöneticiler, editörler, kimler?..
.
Hesabı kimin ödediğini sormuyorum bile... Sadece TRT spor servisinin bitmeyen Ömer Üründül sevdasını anlatmaya çalışıyorum.
.

Linkleri ararken birçok başka portalda “TRT’nin Ömer Üründül’den vazgeçmeme sebebi” gibi başlıklarla bu yazıdan alıntılar gördüm. Artık bu etiket Ömer Üründül’ün üzerine yapıştı. Bu yapılan gerçekten büyük bir terbiyesizlik, çok ayıp bir şey. Bunun eleştiri yapmak ile ilgisi yok, Ömer Üründül’ün ekrana çıkmak için bir anlamda rüşvet verdiği iddia ediliyor. Bu söylenenler sadece TRT’yi değil, Ömer Üründül’ün çalıştığı diğer kanalları ve hatta gazeteleri de kapsar.

Cengiz Semercioğlu’nun bu söyledikleri doğru olsa bile yani Ömer Üründül ancak ısmarladığı yemeklerle yani rüşvetle yorumculuk yapabiliyorsa, bunu dile getiren insan önce gazeteci kimliği sayesinde kendisine ne gibi faydalar sağlamış, hangi tatillere gitmiş ve nerelerde yemekler yemiş onu da bir anlatsın.

Cengiz Semercioğlu’nu zaten sevmezdim, iyice nefret ettim. Ömer Üründül ve TRT’nin yerinde olsam hemen dava açarım.

5 yorum:

Seçkin Deniz dedi ki...

Al birini vur ötekine!..

Lenovo Warcraft 3 Ligi

stalker dedi ki...

rüşvet midir değil midir, onu bilmem de, ortada böyle bir şey varsa konuşulması gerekir. adamlar her seferinde üründül'ün sofrasında yiyip içiyorlarsa yani..

nerden bakarsan bak, ucube bir durum var zaten. trt'nin bu işi profesyonellere değil de böylelerine ihale etmesinden tut, en gudik programlara yüz binlerce lira harcayan trt çiftliğinin düşük maliyet bahanesi adı altında üründül'ü tercih etmesi filan..

Bolat dedi ki...

ben ömer amca olayına biraz farklı bakıyorum. bu kuşak futbol yorumlarıcı yani içlerinde deniz gökçe'nin, kemal belgin'in ömer üründül'ün olduğu kuşak açıkcası benim ortaokul dönemlerime denk gelen yazarlık dönemlerimde benim o zamanlarkı kıt kapasitemle anladığım kadarıyla türk spor medyası içerisinde farklı birir soluktular. yorumları ziya şengüllere, sanlı sarıalioğullarına vs kıyasla daha analitik ve daha dişe dokunur şeylerdi.fakat zaman içerisinde senin de dikkat çektiğin gibi bu isimler kendilerini bu yorumculuk hususuta geliştirmedi kullandıkları terminoloji üğzerine yeniden düşünme zahmetine hiç katlanmadılar. o zaman da eskimeleri ve klişeleşmeleri kaçınılmaz oldu.

ardı sıra son dönem yorumcuları kazandı medya. bunlara kapıyı aralayan da daha çok önce yeni yüzyıl sonrasında radikal ve en çok da radikal futbol eki oldu. onları okuyarak yetişen bir de okur yazar blog sahibi kültürlü taraftar ve aynı zamanda amatör yazarlar oluştu. şimdi bunların hiçbir tanesi beğenmiyor ömer üründül'ü dahası ona karşı bir hayli küstah ve ukalaca yaklaşıyorlar. zaten ben önünde sonunda basit bir oyun olan ve aslında okuması hiç de zor olmayan ve okunduğunda çok da fazla komple çıkarımlar yapmanı gerektirmeyen bu basit oyunun bu derece komplikeleştirilmesine bu derece sofistike bir hale büründürülmesine fevkala kıl olmaktayım. ki futbolu bu hale sokmaya çalışanlarla ömer üründül'le durmadan dalga geçenler aynı grup. ibrahim altınsay'ın bugünkü yazısını veya uğur vardan ın daha önce yazdığı ppekçok yazıyı örnek verebilirim bu hususta.

ömer üründül2ü ben de çok sevmiyorum açıkcası. dahası bir hayli sıkıcı ve sinir bozucu buluyorum. ve fakat kendisine yüklenen bu bahsettiğim yeni dönem futbol yazalarından çok daha samimi ve dürüst buluyorum. hani maçlarda kendinden geçip orgazm olurcasına erdoğan o ne şuttu öyle filan demesi filan. işte tam da oyunun güzelliğinden bahsedip duranların anlamayacağı bir saflıkta seviyor bence üründül bu oyunu. ve sırf onun bu samimiyetine ve futbolu ona kibirle yaklaşanlardan daha çok sevmesine hürmeten bu ibrahim altınsay, banu yelkovan, semih gümüş gibilere inat devam etsin istiyorum üründül'ün varlığı...

tofi dedi ki...

fanatik Gs li ve her iktidarın adamı birini ben de sevmiyorum. ancak okay karacan'ı da sevmiyorum. son mac günü stadda, gözüm macta, kulagım radyodaydı ve bursa gol attıgında, sanki türkiye, tarihinde ingiltere'ye ilk golünü atmıs gibi sevindi, her iki golde de...bunu yadırgadim, karşısındaki de bir türk takımı...hani feneri sevmezsin de bu kadar da abartma be kardeşim!

Unknown dedi ki...

yahu bizim halkımız çok unutkan hakikaten. üründül hangi kanallarda yorum yaptı? atv, kanal d, ntv, tv8, trt, kanal1, star. bunlar benim hatırladıklarım. şimdi cengiz çıkmış rüşvet vererek yorum yaptırıyor diyor. yahu bu saydığım kanalların hepsinin üründülden 100 kat daha zengin patronları var. hadi TRT devlet kanalı atv ntv vb. ne olacak? Ferit Şahenk'e rüşvet mi verecek üründül? saygısız Cengiz yazıda diyor ki spikerlere yemek ısmarlıyor. yahu TRT bakanlığa bağlı olan başbakanın denetimindeki bünyesinde bin tane müdür barındıran bir kurum. ne yani dünya kupasında yorumculuk yapacak adama 3-5 tane spiker mi karar veriyor bu kurumda valla üzerinden 2 sene geçti bu cengizin yazısını görmemiştim kendini çok komik duruma düşürmüş saygısızlık yaparak. kişisel görüşüm şu: aynı kelimeleri kullanıyor olabilir sıkıcı olabilir ama üründülün futbol bilgisini küçük istisnalar haricinde(lugano'nun ilk geldiğindeki yorumları mesela) asla tartışmam. bir izleyici olarak da İbrahim Altınsay gibi çok bilmişlerin maçın içine edip habire istatistik veya şehir kuluü hakkında bilgi vererek kafa ütülemesi yerine üründülden 10 kere kollektif futbol lafını duyarım olur biter arkadaş