En iyi olan ve hak eden kazandı. Gelecekte de bahsedeceğimiz, yetişemeyenlere anlatacağımız bu mükemmel jenerasyon Avrupa’nın en büyüğü olduktan sonra şimdi de Dünya’nın en büyüğü oldu. Iniesta golü attığında bağırarak yerimden zıpladım, çok sevindim. Bu güzel takım olabilecek en iyi şekilde futbol tarihine geçmiş olduğu için çok mutluyum.
.Her ne kadar bir futbolcuyu gözyaşları içinde gördüğümde üzülsem de, kadrosunda sevdiğim oyuncular da olmasına rağmen Hollanda için çok üzülmedim. Hatta Van Bommel’i çökmüş bir halde gördüğümde çok mutlu oldum. İspanya’nın oyununu bozmak için takım olarak değişerek faul yaptılar ve amaçlarına da ulaştılar. Sert oynamak başka bir şey, kasıtlı tekme atarak rakip sindirmek başka bir şey. Hollanda özellikle ilk yarı sert oynamanın ötesine geçti, çok pisleşti ama kazanmak için bu da yetmedi. Bildiğimiz Hollanda’dan farklı oynayarak finale çıktılar ama yine kaybettiler ve bu kez saygınlıklarından da yitirdiler. Eğer bu şekilde kazansalardı o bizim bildiğimiz güzel Hollanda’lar için çok üzülürdüm.
.
İspanya maça iyi başladı ama Hollanda ilk 10 dakikayı atlattıktan sonra oyunu dengeledi, baskıdan kurtuldu. Orta saha oyuncularını öne çıkarmadan hücum elemanlarıyla yaptıkları etkili presin yanında oynadıkları sert oyun ile İspanya’nın hızını kesmeyi başardılar. Savunmayı öne çıkartarak Villa’nın arkaya sızma riskini aldılar ama maçın başındaki 1-2 pozisyon dışında İspanya bunu iyi değerlendiremedi. Bunda patlamasını beklediğim Hollanda savunma oyuncularının iyi performansı da çok etkili oldu. Özellikle göbekteki ikili neredeyse hatasız bir oyun oynadılar.
. İkinci devre de ilk devreye benzer bir görüntüde gitti, Hollanda amacına ulaşmıştı. Kalesinde bazı gol tehlikeleri yaşadı ama daha önemli iki pozisyonu Robben değerlendiremedi. Oynadıkları futbol karşılığında bundan daha iyisi olamazdı, maç biterken hedefine ulaşmış olan taraf Hollanda’ydı. Hem gol yememişlerdi, hem de rakip için önemli tehditleri olduğunu göstermişlerdi. Robben o iki pozisyondan birini değerlendirseydi belki kupayı kazanacakları ama olmadı. Olsaydı da yazık olurdu.
Del Bosque’nin yaptığı Navas değişikliği İspanya’ya yarar gibi oldu ama asıl önemli hamle Fabregas ile Xabi Alonso’nun değişmesiydi. Bu değişiklikten sonra Fabregas’ın yaptığı olumlu işlerin yanı sıra Iniesta’nın da etkinliği arttı. Villa’ya biraz daha yaklaştı ve Fabregas ile birlikte İspanya’ya hücumda ciddi bir üretkenlik getirdiler. Paraguay maçından sonra Del Bosque yine bir oyuncu değişikliği ile maçın gidişatını değiştirdi. Hollanda artık son gücüyle maçı penaltılara götürmek için çabalıyordu. Çok daha önceden çıkması gereken kırmızı kart uzatmanın ikinci devresinde Heitinga için çıktı. Bir kişi eksilen Hollanda karşısında İspanya maçı penaltılara gitmeden bitirmek için baskısını arttırdı. Fabregas oyuna ağırlığını koydu ve maçın bitimine 5 dakika kala attığı net pas ile Iniesta’yı kaleciyle karşı karşıya bıraktı. Iniesta da çok net bir vuruşla kupayı İspanya’ya getirdi.
Hakem için iki tarafın da öne çıkartabileceği düdükler vardır. Tek tek pozisyon deşmenin bu saatten sonra bir anlamı yok ama De Jong’un pozisyonu dile getirmezsek olmaz. Howard Webb eğer o acımasız tekme sonrasında kırmızı kartı çıkartabilseydi kendisi için de çok rahat bir maç olacaktı. Pozisyona yakındı ve tekmeyi de gördü ama kırmızı kartını kullanmadı. O sinsi Van Bommel’in ikinci sarı kartı görmeden bu maçı bitirmesi de bence mucizedir. Hakem çok eleştiriliyor, bu eleştirilerde haklılık payı da çok fazla ama sahada birçok kötü niyetli oyuncunun olması da Howard Webb’in işini çok zorlaştırdı. O da bu maçın altından kalkamadı.
İspanya kadrosu dünyanın en iyi isimlerinden oluşuyor, mevkisinde rakipsiz olan oyuncular var. Hak ettikleri şekilde hem Avrupa hem de Dünya şampiyonu oldular, futbolseverleri kendilerine hayran bıraktılar. Bundan sonra nasıl devam edeceklerini merak ediyorum. Fransa gibi olup bu harika jenerasyonun devamını getiremeyebilirler ya da adlarını Brezilya ve Almanya gibi ülkelerin yanına kalıcı olarak yazarlar. İspanyolların birçok spor dalındaki yükselen grafiklerini düşününce bana ikinci seçenek daha yakın geliyor.
.
Dünya Kupası bittiği için üzgünüm. Özellikle gruplardaki ilk maçlar sonrasında çok eleştiri geldi ama bence her şeye rağmen çok güzel bir Dünya Kupası oldu. Sıkıcı maçlar izledik ama çok acaip gelişen ve tarihe geçen mücadelelere de şahit olduk. Neticede ben çok keyifli bir ay geçirdim ve şimdiden 2014 Brezilya’nın hayalini kurmaya başladım..
..2010 Dünya Kupası, Güney Afrika
Şampiyon İSPANYA
3 yorum:
şu barcelona hayranlığınız bu yüzden itici hale geldi. fotolara bak. kaptanın bi fotosu bile yok elinde kupayla.tekli fotolar barcalılardan konmuş sadece. real madridliler eminim özellikle konmadı. barca fetişizmi.
barcelonalıya-ispanyola dokunmicaksın zaten. tekme atma, sindirme onu yapma bunu yapma bilmem ne. tabi ya beklesinler öyle gol yemek için dokunmasınlar dimi. abarttınız yani artık
ah be robben şunları konuşturuyosun ya pu sana da.
Vallahi fotolarda bir kasıt yoktu, sen söyleyince fark ettim. Bendeki biraz algıda seçicilik olmuş. Kupa kalkarken fotoğraflar her yerde var diye ondan koymak istemedim, farklı fotoğraf seçince de böyle olmuş. Kadroya 8 kişi olunca fotoğraflarda da ağırlıklı olarak Barcelonalılar çıkmış.
Gol yemek için beklesinler demiyorum. İnsan olsunlar diyorum. Sertlik başka şey, hayvanlık başka.
hı hı diyorum kısaca belli ki fb sözkonusu olduğunda taktığın gözlükler barcelona için de takılı oluyor
Yorum Gönder