19 Mart 2010 Cuma

Avrupa Ligi'nde Son "8"

Özetleri izlemek bile futbola doyurdu, gerçekten her açıdan çok güzel bir futbol gecesi olmuş. 8 maçta atılan 34 gol var. Hem izleyebildiğim için, hem de gecenin bence en önemli sonucu hatta belki de tarihi bir sonuç ortaya çıktığı için Fulham ile başlayalım.

Juventus'dur, İtalyan takımıdır. Yatar, kapanır ve turu bir şekilde koparıp gider diye düşünüyordum ama yanıldım. Maçın başında öne geçmek de Juventus için mükemmel olmuştu Ne durumda olursa olsun bir İtalyan takımının, Juventus'un oradan turu vereceğine pek ihtimal vermedim. Fulham beraberliği Zamora ile çabuk yakaladı. Pozisyonda Zamora'nın topu alışına faul çalınabilir, Cannavaro'yu baya bozuyor. Herhalde hakem Cannavaro'ya takıkmış, 26. dakikada yine Zamora ile girdiği bir mücadelede onu oyundan attı ama bence pozisyon faul bile değildi. Faul olsa bile kırmızı kart gösterilmezdi. Bu kırmızı karttan sonra zaten kötü gözüken Juventus iyice acizleşti. 10 kişilerdi tamam ama hiçbir şey yapamadılar. Fulham devre bitmeden öne geçince turun ibresi de iyice o tarafa döndü. Devre başında 3. gol de gelince işin rengi belli oldu. Turu getiren gol için ise tribünler 82. dakikaya kadar bekledi ama Dempsey öyle harika bir gol attı ki herhalde beklediklerine değdi. Zebina'nın uzatma dakikalarında gördüğü kartın bir anlamı yok ama o ilk kırmızı kart olmasaydı ne olurdu bilinmez. Neticede öyle ya da böyle, tribünleri dolduran taraftarlar unutamayacakları bir galibiyet yaşadılar.Bu arada Fulham'ın sol bekini,Paul Konchesky'i hiç düşünmeden transfer ederim.
.

Gecenin bir diğer muhteşem maçı da 1-1'in rövanşında Almanya'da Werder Bremen ile Valencia arasında oynandı. Gollü bir maç bekliyordum ama bu kadarını değil. David Villa'nın 2. dakikada gelen golü aslında maçın nasıl geçeceğini biraz belli etmiş, 15. dakikada da 2-0 olmuş. Ev sahibi 25. dakikada farkı bire indirmiş ama David Villa devre sonunda şık bir golle skoru 3-1'e getirmiş. İkinci devre belki de Werder Bremen'in tur atlama umutları da iyice azalmışken 55. ve 60. dakikalarda gelen gollerle maç 3-3 oluyor. David Villa durmuyor, 5 dakika sonra kendisinin 3., takımının 4. ve maçın da 7. golünü atıyor. Werder Bremen bu gole Pizarro ile cevap verebiliyor ama bu skor yetmiyor. İki takımın da gollerden başka bir kamyon pozisyonu var, gerçekten inanılmaz bir maç olmuş. İki kaleci de herhalde daha önce hiçbir maçta bu kadar yorulmamıştır.

Marsilya ve Benfica ilk maçta Portekiz'de 1-1 berabere kalmışlardı. Bu maça Benfica çok iyi başlamış ve devre boyunca üstünlüğünü korumuş. Marsilya'nın tek pozisyonu devre sonunda Lucho'nun ceza sahası dışından attığı şut, Benfica'nın ise gol olabilecek 2-3 atağı olmuş. İkinci devre de oyun aynen devam etmiş, Benfica'nın yine girdiği gol pozisyonları var ama Marsilya 70. dakikada biraz da pis bir gol ile öne geçmiş. Ama futbolun adaleti işte, önce Maxi Pereira'nın baya uzaktan köşeye giden düzgün vuruşu ile beraberlik geliyor, son 10 dakika içinde iki net pozisyondan daha yararlanamayan Benfica maç uzatmalara gidecek derken 90+1de Kardec'in çok güzel golüyle turu kapıyor. Marsilya herhalde bu şekilde kaybetmek yerine rakibin daha önce girdiği pozisyonlardan 1-2 tanesinin gol olmasını tercih ederdi, daha az üzülürlermiş.

Rubin Kazan sahasında 1-1 biten ilk maçın rövanşında deplasmanda öne geçti. Devre sonunda farkı ikiye de çıkarabilirlerdi, aynı pozisyonda iki kez gol şansını değerlendiremediler. O gol belki de işi bitirecekti ama 55. dakikada, Hasan Kabze'nin nin kaçırdığı önemli pozisyondan iki dakika sonra Wolfsburg golü geldi ve maçı uzatmaya götürecek skor da yakalanmış oldu. Aslında maç 90 dakikada bitecekmiş, 90+3de Dzeko ile Werder Bremen'in bulduğu gol ofsayt sebebiyle iptal edilmiş.102. dakikada öne geçme fırsatı yakalayan Rubin Kazan 110. dakikada 10 kişi kalmış ve uzatmanın son dakikasına gelen gole engel olamamış.
.

Liverpool da var ama gecenin en çok öne çıkan maçları sanırım yukarıda yazdığım 4 maç oldu. Gerçi bir de Anderlecht'in Hamburg'u kendi evinde 4-3 yenmesine rağmen elendiği maç var ama Star Tv o maçın özetleri vermedi, neler olduğunu bilmiyorum. Standard Liege-Panathinaikos ve Sporting Lisbon - Atletico Madrid maçlarını da göremedim, Madrid Aguero'nun iki golüyle Portekiz'den turu koparmış.

Liverpool'un ilk maç aldığı 1-0'lık mağlubiyet hele ki Lille gibi rahat gol atabilen bir takıma karşı çok tehlikeli bir skordu, kalelerinde görecekleri bir gol işi çok zorlaştırabilirdi ki her iki devrede Lille'nin bulduğu birer net gol pozisyonu var. Maçın başında Lucas'ın düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Gerrard gole çevirdi. İkinci devrenin başında da Torres savunmadan şişirilen topu güzel aldı ve golü attı. Son vuruşu gerçekten muhteşem. Liverpool turu geçti ama maç boyunca stres yaşadılar, ancak Gerrard'ın vuruşunu takip eden Torres'in ayağından gelen gol ile 89. dakikada rahatlayabildiler.

Avrupa Ligi'nde de kuralar yarın çekiliyor. Aynı ölçüde keyif veren maçları bir sonraki turda göremeyebiliriz ama bu gecenin yarısını bile görsek yeterli olacaktır.

Fulham (1) 4 - 1 (3) Juventus
Marseille (1) 1 - 2 (1) Benfica
Standard Liège (3) 1 - 0 (1) Panathinaikos
Werder Bremen (1) 4 - 4 (1) Valencia
Anderlecht (1) 4 - 3 (3) Hamburger Sv
Liverpool (0) 3 - 0 (1) Lille
Sporting Lisbon (0) 2 - 2 (0) Atletico Madrid
Wolfsburg (1) 2 - 1 (1) Rubin Kazan

Hiç yorum yok: