17 Ocak 1909'da başlamış bu rekabet ve bugün ilk maçın 100. yıldönümü. Dostluk edebiyatları yapmayacağım. Her fırsatta birbirine saldıran, küfürler eden ve taraftarları büyük ölçüde sebepsiz yere birbirinden nefret eden iki camia için sadece ilk maçın üzerinden 100 yıl geçti diye “ebedi dostum, kardeşim, iyi ki varsın” demek bana pek samimi gelmiyor.
İşin duygusal tarafını bir kenara bırakalım, her şeye rağmen bu 100 yıllık rekabet güzel bir anma törenini hak ediyordu. Bunu dile getirmek istiyordum ama Mehmet Demirkol herkesten hızlı davrandı ve güzel bir yazı yazdı. Bu yazıdan sonra gerek forumlarda gerek bloglarda konuşulmaya başlanan bir anmayı keşke başkaları daha önce düşünebilseydi. Fikstür böyle bir maça pek izin vermiyor ama bunun planı daha önceden yapılsaydı, işin içine Futbol Federasyonu da çekilseydi bir çözüm bulunurdu.
Yarı yarıya tribünlerin önünde o dönemin nostaljik formalarıyla oynayan minik futbolcular, sonrasında eski yıldızlar ve en son da bugünün futbolcuları çok keyifli olabilirdi ama tren kaçtı, yapacak bir şey yok.
Galatasaray bu özel günü unutmamış ve resmi sitenin girişini bu rekabete ayırmış. Fenerbahçe’nin resmi sitesinde ise tık yok. Olmasını da beklemiyordum zaten, sanırım hafta sonları çalışmıyorlar. Haber yalanlamada çok başarılılar, anında reaksiyon gösteriyorlar ama asıl hassas olan konularda pek hızlı değiller mesela Ümit Özat’ın geçmiş olsunu da çok geç çıkmıştı. Bu derbiyi anmamaları da hiç garip değil, kulaklarına eleştiri giderse belki birini ararlar da evden bir şeyler yaptırırlar.
Dünyada rekabetlerini ve birbirlerine olan nefretlerini daha mantıklı temel ayrılıklara dayandıran çok anlamlı onlarca derbi mücadelesi var ama benim için dünyanın en büyük derbisi Fenerbahçe – Galatasaray derbisidir çünkü bu derbiyi yaşayan, 1-2 hafta öncesinden heyecanlanan, duygulu ve hırslı gözlerle eski maçları izleyen, maç gününde içi içine sığmayan, tribünde pislik herifin tekine dönen, yerine göre hüngür hüngür ağlayan yani kısaca bu maçı yaşayan benim.
İşin duygusal tarafını bir kenara bırakalım, her şeye rağmen bu 100 yıllık rekabet güzel bir anma törenini hak ediyordu. Bunu dile getirmek istiyordum ama Mehmet Demirkol herkesten hızlı davrandı ve güzel bir yazı yazdı. Bu yazıdan sonra gerek forumlarda gerek bloglarda konuşulmaya başlanan bir anmayı keşke başkaları daha önce düşünebilseydi. Fikstür böyle bir maça pek izin vermiyor ama bunun planı daha önceden yapılsaydı, işin içine Futbol Federasyonu da çekilseydi bir çözüm bulunurdu.
Yarı yarıya tribünlerin önünde o dönemin nostaljik formalarıyla oynayan minik futbolcular, sonrasında eski yıldızlar ve en son da bugünün futbolcuları çok keyifli olabilirdi ama tren kaçtı, yapacak bir şey yok.
Galatasaray bu özel günü unutmamış ve resmi sitenin girişini bu rekabete ayırmış. Fenerbahçe’nin resmi sitesinde ise tık yok. Olmasını da beklemiyordum zaten, sanırım hafta sonları çalışmıyorlar. Haber yalanlamada çok başarılılar, anında reaksiyon gösteriyorlar ama asıl hassas olan konularda pek hızlı değiller mesela Ümit Özat’ın geçmiş olsunu da çok geç çıkmıştı. Bu derbiyi anmamaları da hiç garip değil, kulaklarına eleştiri giderse belki birini ararlar da evden bir şeyler yaptırırlar.
Dünyada rekabetlerini ve birbirlerine olan nefretlerini daha mantıklı temel ayrılıklara dayandıran çok anlamlı onlarca derbi mücadelesi var ama benim için dünyanın en büyük derbisi Fenerbahçe – Galatasaray derbisidir çünkü bu derbiyi yaşayan, 1-2 hafta öncesinden heyecanlanan, duygulu ve hırslı gözlerle eski maçları izleyen, maç gününde içi içine sığmayan, tribünde pislik herifin tekine dönen, yerine göre hüngür hüngür ağlayan yani kısaca bu maçı yaşayan benim.
Bu heyecanı yaşatacak nice derbilere..
.
Edit: Herhalde birileri uyandı ve gerekli kişileri uyandırdı. Fenerbahçe resmi sitesi de giriş sayfasını bu derbiye ayırmış. Kullanılan yazı kimin elinden çıkmış bilmiyorum ama güzel olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder