Maçtan çıktığımda keyifsiz olsam da, yüzüm gülmese de sonra düşündüm, keyifli bir maçtı. Trabzonspor bu sene benim izlediğim en iyi 2-3 maçından birini oynadı. İlk devre Fenerbahçe oyuna ortaktı, karşılıklı ataklar üst düzey bir mücadele vardı ama ikinci devre Trabzonspor oyunun kontrolünü tamamen eline geçirdi.
Fenerbahçe ilk devre oyuna tutundu ama ikinci devre sanki hazırlık kampı hala devam ediyor gibi yorgun bir görüntü sergiledi ve oyundan koptu. İyi futbolu maçın sonuna kadar sadece Volkan, Roberto Carlos ve Gökhan sürdürebildi. Volkan daha çok öne çıktı ama ben Roberto Carlos’u daha çok beğendim. Sahada maçı en çok kazanmak isteyen isim oydu. Emre 2. devre oyundan iyice düştü. Alex değişikliği bence çok eleştirilecek bir tercih değildi ama ben orta sahaya direnç katmak istesem Emre-Deniz değişikliği yapar, önde Alex’i de rahatlatırdım. Devre arasında bir transfer yapılmadığına göre Deniz’i kazanmak çok önemli, geçtiğimiz sezonun ilk devresindeki Deniz yakalanırsa Fenerbahçe’nin birçok sorunu hallolabilir. Güiza kötü, ilk devre iyi oynayıp gol atamadığı maçlar çoktu ama 2-3 maçtır iyi de oynamıyor. Yapısına ters düşen bu tek forvetli sistem Kezman’dan sonra Güiza’yı da yemek üzere ki oyundan çıkarken ilk kez ıslıklandı. Onun bu hali Alex’in de verimini düşürüyor.
Trabzonspor Hüseyin-Selçuk ikilisiyle özellikle ikinci devre orta sahayı tamamen ele geçirdi. Bu ikili kolay top kaybetmedi ve bol pas yaparak zaten oyundan düşmek üzere olan Emre’yi ve sakatlıktan yeni çıkan Selçuk’u çok yordu. Maçın ve ikinci devrenin başında çok net birer pozisyon kaçırdılar ama bundan sonra girilen pozisyonlar bencillik yüzünden aslında Volkan’ı çok da zorlamadı. Trabzonspor üç büyükler ile oynadığı maçlarda henüz gol atamadı ve böyle maçlarda takımın golü kazanmasından çok kendileri gol atmaya çalışan forvetleri olduğu sürece bu sıkıntıyı yaşayacaklardır. Golü bulamadıktan sonra maçın sonuna doğru gereksiz bir stres yaptılar ve son beş dakikada baskı gördüler. Kazanabilecekleri maçı bu dakikalarda bir gol yiyerek kaybedebilirlerdi. Bu biraz kafa yapısıyla da ilgili sanırım, bu kadar iyi oynadığı bir maçın son dakikasında zaman geçirmek için iki oyuncu değişikliği yapılmasının başka bir açıklaması yok.
Bu maç beni tedirgin ediyordu çünkü Trabzonspor uzun zamandır ilk defa Kadıköy’e bu kadar diri, motive ve kendine güvenmiş bir şekilde geliyordu. Maçın hakkı beraberlik demek olmaz, oyuna hakim olan ve daha çok pozisyon bulan taraf Trabzonspor’du. Bu maçtan gelen bir puana Fenerbahçe’liler sevinmeli.
Fenerbahçe ilk devre oyuna tutundu ama ikinci devre sanki hazırlık kampı hala devam ediyor gibi yorgun bir görüntü sergiledi ve oyundan koptu. İyi futbolu maçın sonuna kadar sadece Volkan, Roberto Carlos ve Gökhan sürdürebildi. Volkan daha çok öne çıktı ama ben Roberto Carlos’u daha çok beğendim. Sahada maçı en çok kazanmak isteyen isim oydu. Emre 2. devre oyundan iyice düştü. Alex değişikliği bence çok eleştirilecek bir tercih değildi ama ben orta sahaya direnç katmak istesem Emre-Deniz değişikliği yapar, önde Alex’i de rahatlatırdım. Devre arasında bir transfer yapılmadığına göre Deniz’i kazanmak çok önemli, geçtiğimiz sezonun ilk devresindeki Deniz yakalanırsa Fenerbahçe’nin birçok sorunu hallolabilir. Güiza kötü, ilk devre iyi oynayıp gol atamadığı maçlar çoktu ama 2-3 maçtır iyi de oynamıyor. Yapısına ters düşen bu tek forvetli sistem Kezman’dan sonra Güiza’yı da yemek üzere ki oyundan çıkarken ilk kez ıslıklandı. Onun bu hali Alex’in de verimini düşürüyor.
Trabzonspor Hüseyin-Selçuk ikilisiyle özellikle ikinci devre orta sahayı tamamen ele geçirdi. Bu ikili kolay top kaybetmedi ve bol pas yaparak zaten oyundan düşmek üzere olan Emre’yi ve sakatlıktan yeni çıkan Selçuk’u çok yordu. Maçın ve ikinci devrenin başında çok net birer pozisyon kaçırdılar ama bundan sonra girilen pozisyonlar bencillik yüzünden aslında Volkan’ı çok da zorlamadı. Trabzonspor üç büyükler ile oynadığı maçlarda henüz gol atamadı ve böyle maçlarda takımın golü kazanmasından çok kendileri gol atmaya çalışan forvetleri olduğu sürece bu sıkıntıyı yaşayacaklardır. Golü bulamadıktan sonra maçın sonuna doğru gereksiz bir stres yaptılar ve son beş dakikada baskı gördüler. Kazanabilecekleri maçı bu dakikalarda bir gol yiyerek kaybedebilirlerdi. Bu biraz kafa yapısıyla da ilgili sanırım, bu kadar iyi oynadığı bir maçın son dakikasında zaman geçirmek için iki oyuncu değişikliği yapılmasının başka bir açıklaması yok.
Bu maç beni tedirgin ediyordu çünkü Trabzonspor uzun zamandır ilk defa Kadıköy’e bu kadar diri, motive ve kendine güvenmiş bir şekilde geliyordu. Maçın hakkı beraberlik demek olmaz, oyuna hakim olan ve daha çok pozisyon bulan taraf Trabzonspor’du. Bu maçtan gelen bir puana Fenerbahçe’liler sevinmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder