1 Ekim 2009 Perşembe

CSKA Moskova 2-1 Beşiktaş


Beşiktaş’lı arkadaşları çok iyi anlıyorum. Fenerbahçe’nin sıfır çektiği seneyi aklıma getiriyorum da, her kaybedilen maçın böyle bir hikayesi vardı. Lyon’u Kadıköy’de, Leverkusen’i ise hem içeride hem dışarıda yenebilirdik. Barcelona deplasmanında 1 puan da son dakikada kaçmıştı. Demek ki Mustafa Denizli ile hep böyle oluyor. Maç sonlarında “Şu şöyle olsaydı, bu böyle olsaydı kazanırdık” gibi cümleler kurulurken bir anda 6 maç geçip gidiyor.

Maçı 2-1 kazanan CSKA’nın Beşiktaş’ın yakaladığı gol pozisyonları kadar net olan bir pozisyonu yok. Bu söylediğime goller de dahil. Sürekli topun arkasında kaldılar ve çok koştular, tek yaptıkları belki de buydu. Uzaktan atılan çok güzel bir şut ve bir de Rüştü hatasıyla 3 puanı aldılar. Beşiktaş vasat bir takıma karşı kazanabileceği bir maçı kaybetti.

Neden Rüştü oynar, Serdar Özkan belki de kariyerinin en iyi döneminde kenarda oturur bilinmez. Fink-Ernst ikilisinin bozulmasındaki mantık nedir, Yusuf tercih edilecekse Tabata neden alınmıştır anlaşılmaz. Ekrem’i bek oynatmak varken İbrahim Kaş nasıl gelir gelmez sanki yerli Cafu’ymuş gibi forması en garanti isim olur herkes merak eder. Bu soruların cevapları Mustafa Denizli’de ama Beşiktaş’lılar bile bunları tekrar tekrar sorgulamaktan sıkılmış durumdayken benim aynı şeyleri yazmaya niyetim yok.

Gruptan çıkmak ya da UEFA hedefini devam ettirmek için Wolfsburg deplasmanından en az bir puan almak gerekiyor. Beşiktaş bunu yapabilir mi? Kağıt üzerinde evet mümkün ama.. Aması var işte..


1 yorum:

Pamukk dedi ki...

dilimde tüy bitti
yoruldum
çenem ağrıdı
beynim ağrıdı
sinirlerim tükendi
tıp