24 Mart 2010 Çarşamba

Fenerbahçe 2-0 Manisaspor


Takımı eksiksiz görünce yüzüm biraz düştü, strese girdim. Zaten bütün maçı da birine bir şey olacak korkusuyla izledim. Bazı oyunculara bu maçta oynamak hiçbir şey katmazdı. Mesela Emre, zaten hep iyi ve hazır. Ya da Alex, Pazar günü bir şey yapacağı varsa zaten yapar. Bu maçın belki de geri kalan oyuncuların hepsine bir faydası olabilir ama en azından bu iki isim dinlendirilebilirdi. Hatta belki Lugano ve Gökhan Gönül de. Eksiksiz bir kadroyla sahaya çıkmak Daum'un korkusudur, üzerindeki baskıyı gösterir. Bugün kaybetmek medya ve taraftarın olası reaksiyonu sonrasında hafta sonuna da etki edebilirdi. Daum risk alamadı, herkesi oynattı ve belki de Pazar günü için Emre'yi kaybetti. Geçtiğimiz haftalarda kanat oyuncularına olmuştu, bu dönemde de sakatlıklar cımbızla çekilmiş gibi yine aynı mevkiden çıktı. Baroni ve Deniz'den sonra şimdi de Emre. Umarım yetişir ama kısmet artık, olmazsa da Pazar günü maçı Cüneyt Çakır'ın yöneteceğini hatırlayıp "Belki de hayırlısı olmuştur" diyeceğiz.
.
İlk gol kaleci hatasından, ikinci gol de korner sonrasında geldi. Oyuncular fazla gevşek değildi, hatta bazı pozisyonlarda "Girme oraya! Sokma ayağını!" diye kızdığım anlar da oldu. Sahada ciddiyet görmek insanı teselli ediyor ama çok da keyifli bir maç olmadı. Fenerbahçe yine fazla pozisyona girmedi ama kalesinde de yine gol görmedi. Andre Santos'un yapamadıkları var ama sol bekte yapabildiği şeyler benim hoşuma gidiyor. Deivid'i daha iyi, Alex'i de kıpırdanmış gördüm. Mehmet Topuz belki üretken olamıyor ama ben isteğinden ve kuvvetinden memnunum. Emre'nin yerini doldurabilecek tek isim de zaten o. Güiza ise yine iyiydi, ikinci devre yerde kaldığı pozisyonlarda korkuttu. Daum'un maça tam kadro çıkmasını bir şekilde anlamaya çalışırım ama son iki oyuncu değişikliğinin 73. ve 86. dakikalarda gelmesini anlamamın imkanı yok.

Bugün Kadıköy'de çok güzel bir an yaşandı, ben öyle bir alkış beklemiyordum. Bunu çok abartmayacağım, tabii ki bundan sonra herkes bir anda çiçek çocuk olmayacak. Sami Yen'de bu hareketin devamını beklemiyorum, zaten Kadıköy'de de devamı olmazdı. Belki en fazla maçın başında biraz bir şeyler ama işin normale dönmesi hakemin bir düdüğüne ya da futbolcunun minik bir hareketine bakar. Yine de ne olursa olsun bütün bunlar maçın başındaki o görüntünün güzelliğini, bugün tesislerdeki bayrakların yarıya inmesindeki anlamı değiştirmez. Rekabet, mücadele ya da savaş artık adı her neyse bir yere kadar, ölüm bir anda her şeyin önüne geçiyor. Ben bu akşam Fenerbahçe taraftarı ile gurur duydum, herhalde Galatasaray'lılar da Özhan Canaydın ile gurur duymuşlardır.

Bir de "Saygı duruşunda durulur, alkış olmaz" diyenler var, demesinler. O işleri bir kenara bırakıp böyle az görülen güzelliklerin tadını çıkarsınlar.
.
En azından Pazar gününe kadar..
.

1 yorum:

Sekhranikos dedi ki...

Daumun tam kadro çıkması bana sanki bu kupayıda istiyorumun oyunculara iletilmiş hali idi. önceki yıllarda fener kupaya hep angarya muamelesi çekti bu sene belki başından bunu hissettirmek istemiş olabilir.

veya ne bilim belkide aziz ligi kaybedeceğini çözünce sittin milyon yıldır alamadığı kupayı istemiştir daumdan. malum kıvırmak için zil lazım betonarmeciye.