18 Ağustos 2009 Salı

TSL 2. Hafta


Cennetten dünyaya hızlı bir düşüş yaptım. Pazar günü Sivasspor maçına gidebildim, dün de Beşiktaş maçını izleyebildim ama uzun ayrılıktan sonra yığılan işler bloga bir şeyler karalamaya ancak müsade etti. İlk haftayı geçiyorum, geride bıraktığımız haftadan aklımda kalanları yazıyorum.

* Fenerbahçe’yi herkes gibi ben de beğendim. Takım Alex’in çıkmasından sonra üretken olamasa da sergilenen mücadele ve gol isteği beni memnun etti. Kanatlar, bekler, Emre ve hatta bazen Bilica sık sık ceza sahası içinde gözüküyorlar. Geçtiğimiz yıla göre fizik güç ile birlikte takımdaki en büyük değişim bu oldu.

* Lugano ile tekrar anlaşma sağlandı. Kadro derinliği iyice arttı, Süper Lig'de ilk 3'e oynayabilecek iki dengeli 11 çıkarma şansı var. Yabancı kontenjanı da sorun değil, her yabancının kesilebileceği çeşitli alternatifler yaratmak mümkün. Deivid’in yanında kimi oturtursanız oturtun sahaya çıkardığınız kadro fazla zayıflamıyor. Wederson da bu sene toparlamış gibi, artık Carlos’u kenara alma şansı da var.

* Yazılan çizilenin aksine bu sezon Fenerbahçe’nin Avrupa’da da ilerleyebileceğini düşünüyorum. Çok zor biliyorum ama bir Fenerbahçe-Galatasaray finali hele ki geçen sezonun UEFA finalini düşündüğümüzde çok da ütopik bir hayal değil.

* Galatasaray maçını izlemedim, yorum da yapamayacağım ama herhalde bu sezon Galatasaray taraftarları her iki kalede de bol gol izleyecek. Denizlispor karşısında da savunma dörtlüsü tamamen değişmiş, rotasyon mu arayış mı bilemedim. Rijkaard yapınca sorgulamak yasak, ben de fazla düşünmüyorum.

* Beşiktaş çok da iyi oynamadan kazandı ama seyircisiz maçlarda iyi oynamak da hiç kolay değil. Ben muhteşem bir futbolun oynandığı, çok çekişmeli geçen bir seyircisiz maç hatırlamıyorum. Beşiktaş’ın zaten bir tempo sorunu vardı, seyircisiz maçta tempo yapmakta iyice zorlandılar. Kağıt üstünde çok etkili hücum oyuncuları olan bir takımın bu kadar etkisiz hücum etmesi garip, ilk devre Nobre’nin kafa pozisyonundan başka organize bir atak geliştiremediler. Catania, Lyon, Porto, Fenerbahçe ve Belediye maçlarında Beşiktaş toplam 3 gol bulabildi. Hatlar birbirinden çok kopuk, sistemin gerektirdiği kompakt yapı ortada yok. Bu oyuncu yapısıyla 4-3-3’e gelene kadar tercih edeceğim 2-3 farklı diziliş var.

* Maç sonunda Rıdvan anlatıyordu: “Holosko’nun oynaması, Bobo’nun ise forvete geçmesi gerekiyor” Evet, bence de iyi olur ama iş dönüyor dolaşıyor yabancı kontenjanına geliyor. Dün Fink kenara geldi, herhalde sezon boyunca yabancı rotasyonu da Fink-Bobo-Holosko arasında olacak. Sivok-Ferrari-Ernst-Tello arasından birini kenara almak pek mümkün değil.

* Tello ikinci devre ortaya çıktı ve 3 puanı aldı. İlk golde pozisyonun içindeydi, maç berabere giderken birkaç kez sinyallerini verdiği golü de serbest vuruştan buldu. Öne geçtikten sonra Beşiktaş iyi oynamaya başladı. Bol pas yaptı, topa sahip oldu, oyunun kontrolünü elinde tuttu.

* İbrahim Üzülmez tercihini Ali Ziotuni’nin varlığına bağlıyorum, milli maç yorgunu İsmail bu oyuncu karşısında çok zorlanabilirdi. Nihat ise hala hazır değil, hazır olabileceğinden de şüpheliyim. Yine de ben olsam asist yapmışken ve oyun onun için biraz daha kolaylaşmışken Nihat’ı sahada tutardım, gol bulabilirdi.

* Ferrari İtalyan bir stoper olduğu için savunmaya bir kaya, takıma seviye atlatacak bir oyuncu transfer edildiği gibi bir izlenim vardı, en azından konuşulanlar böyleydi ama bana pek öyle gelmedi. Kötüydü demiyorum, Veysel’in kafasına giden ve büyük ihtimal gol olacak bir pozisyonu kesmesi haricinde rakip de onu fazla zorlamadı ama ben ayağına ilk top alışında ya da ilk müdahelesinde onun farklı olduğunu hissederim sanıyordum, öyle olmadım.

* Antalyaspor küme düşmenin en büyük adayı gibi, gerçi geçtiğimiz yıl da hiçbir maçta Beşiktaş’a karşı bir varlık gösterememişlerdi. Dün sahada Veysel, Balili ve Ziotuni’ye yer vermelerine rağmen Beşiktaş’ı 1-2 cılız pozisyon haricinde zorlayamadılar. Ömer Çatkıç’ın pembe formasını görünce maçın seyircisiz oynandığına bir kez daha üzüldüm, İnönü dolu olsa herhalde skor avantajından sonra Ömer ile büyük makara yaparlardı.

* İlk hafta Sivasspor’u deplasmanda yenen Trabzonspor bu hafta sahasında Diyarbakırspor’a yenildi. Gerçekten çok ilginç bir takım.

1 yorum:

Pamukk dedi ki...

ilk 2 hafta sonrası yarım yamalak takip ve izlemelerim sonucu;
"bu seneyi sevmeyeceğim galiba" diyip geçiyorum.