"(Takım adı)m benim biricik sevgilim, söyle senden başka kimim var beniim..."
Yeter. Gerçekten. Türk futbol tarihinin en uzun ömürlü, en çok söylenen, maç başına en çok süre bulan ve aynı zamada en bayık, tahminimce sahadakileri en etkilemeyen tezahüratı. Negatif, yavaş, "kapalı, kapalı... yuuu... eski açık, eski açık..."ları da cabası.
Ali Sami Yen'de, Kadıköy'de, Anadolu'da böyle bu. İnönü Stadı'nı bir kenara koyun şöyle gümbür gümbür, baskılı, coşkulu, yaratıcı tribün kalmadı. Meşale de yok zaten :(
(Acaba Spor Sergi Sarayı'nın kapanmasıyla merkezini kaybeden basketbol seyircisinin azalması/değişmesi futbol tribünlerini de etkilemiş midir? "Kaşar-ekmek, kaşar-ekmek, ayran... Hadi burdan, hadi burdan yaylan.." günleri de güzeldi yani. Basket taraftarı geri döndü ama aynı tadı henüz yakalayamadı. )
23 Eylül 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Evet lütfen bitsin.
Şen Şef ile bunu, yani bu tezahuratı değil Türk tribünlerinin sohbetini ara ara yaparız. Bir Fenerbahçe'li olarak bu tezahurat tribünde istemediğim her şeyin bir sembolü, marşı gibi.
Sadece tezahurat olarak baktığında da yeterince kötü zaten, iyi giden, saldıran takımın temposunu düşürür, tribünleri sakinleştirir, duyduğum anda daralıyorum.
Tribün grupları taraftarlarının ne istediğini bilmeli, taraftarın potansiyelini kullanabilmeli.
Bir fırsatını bulunca Fenerbahçe tribünleri üzerine yazmak lazım zaten..
Yorum Gönder