Bu hafta en azından Avrupa'da yüzüm güldü. Inter ve Barcelona kazandı, Liverpool kazanmaktan da öte bir şey yaptı. Real Madrid'e uyguladığı tarifeyi Manchester United'a da uyguladı. Old Trafford'a favori çıkan tabii ki United'dı ama maçın başından itibaren daha iyi oynayan ve topa daha çok sahip olan taraf Liverpool oldu. Ferguson'un Anderson tercihini Inter maçında da anlamıştım ama o oyuna girdikten sonra Manchester United topu kontrolüne alıp oyunu istediği gibi yönlendirmeye başlamıştı. Cumartesi günü ise kenarda Giggs ve Scholes'un oturduğu takımının orta sahası, üstünlüğü Liverpool orta sahasına kaptırdı. Buna rağmen Reina'nın gereksiz çıkışı ile bir penaltı kazandılar ve öne geçtiler. Ne yalan söyleyeyim golden sonra pek umudum kalmamıştı, oyun da tersine döner sanıyordum ama Liverpool çok bozulmadı, Torres'in Vidic'e yaptırdığı hata ve sonrasında attığı golle beraberliği yakaladı. Evra da Reina'nın hareketine çok benzer bir zamanlama hatası ile penaltıya sebep oldu ve Liverpool öne geçti. 2. devre Liverpool normal olarak bir baskı yedi ama bu sezon İngiltere'nin hatta belki Avrupa'nın en iyi performansını sergileyen Vidic'in yine bir hata sonucu gördüğü kırmızı kart maçı hemen hemen bitirdi, kazanılan serbest vuruştan Aurelio'nun attığı gol ise kazananı kesin olarak ilan etti. Dossena ise hafta içinde olduğu gibi Torres'in açtığı perdeyi kapatan isim oldu.
Premier League'de şampiyon bence zaten belli. Liverpool'un Chelsea'yi geçebileceğine de ne yazık ki inanmıyorum. Chelsea Hiddink ile yine kazandı, gol yine Essien ama Deco sanırım sezonu kapatmış, he çok şey fark etmez o ayrı. Aston Villa tepetaklak gitmeye devam ediyor, son dört maçta üç mağlubiyet bir beraberlik aldılar ve bu hafta Arshavin'in biri çok güzel iki gol attığı maçta Blackburn'ü 4-0 ile geçen Arsenal'e yakalandılar. Big Four yerini aldı, dördüncülük mücadelesinin de çok fazla süreceğinden emin değilim. Ufak ufak sakatlarına kavuşan Arsenal yerini korur gibime geliyor. Middlesbrough sahasında berabere kalınca taraftarlarından protesto yemiş, hızlı bir alt lige gidiyorlar. Herkes ıslıklanırken tek alkışlanan ve "We've got only one player" diye adına tezahurat yapılan isim ise Tuncay olmuş..
Inter Şampiyonlar Liginden elendikten sonra elde bir tek Serie A kaldı. Şampiyonluğu bırakmaları zaten çok zordu, şimdi hiç bırakmazlar. Dördüncülük kovalayan takımlardan Genoa'dan sonra Fiorentina'yı da yenerken iki gol de Zlatan'dan geldi. İkinci gol muhteşem, yine acaip bir vuruş çıkartıyor. Umutsuz takiplerine devam eden iki takımdan Juventus geriye düştüğü maçta Bologna'yı 4-1 yenerken Milan da deplasmanda Siena'yı 5-1 ile geçti. Serie A'da tek büyük mücadele Şampiyonlar Ligi vizesi için devam ediyor, Genoa deplasmanda kazanınca bir adım öne fırladı ve Fiorentina ile Roma'nın iki puan önünde dördüncülüğe oturdu.
Barcelona Almeria deplasmanında rahat kazandı. Maç zaten daha çok Barcelona ile Almeria kalecisi Diego arasında geçti, olmayacak topları çıkardı. Alves de çok iyiydi ama Iniesta başka bir adam, onu izlemek büyük zevk. O olunca Barcelona'nın pas trafiği de çıldırıyor, ara ara 3-4 dakika Almeria'nın topa değmesine izin vermeden pas yaptıkları oldu ki Henry ve Eto'o rotasyona girmiş, kulübede oturuyorlardı. İki gol de Krkic'den geldi ama asıl güzel olan gollerin öncesi, o daracık alanlarda o kadar çabuk düşünüp o paslaşmaları yapmaları muhteşem. Real Madrid'in Bilbao deplasmanını izleyemedim, beş golle kazandılar. Real Madrid 2-0 öne geçtikten sonra Bilbao 10 kişi ile beraberliği yakalamış ama dayanamamış. Kırmızı kart pozisyonunda Yeste Casillas'ı itiyor ama o da kendini çok kötü atmış, yüzünü tutmalar falan yakışmamış ki onu severim. Belki herkes itilince kendini bırakır ama Casillas'lar öyle şeyler yapmaz, yapmamalı. Sanırım hakem de biraz Madrid'i kollamış, maça baya gerilmiş, tribünler de çıldırmış.
.
Almanya'da şampiyonluk kovalayan takımlardan sadece Hoffenheim puan kaybetti. Hertha hala lider, onları dörder puan geriden bu kez üç takım takip ediyor. Benim için Almanya'da haftanın olayı Ümit Özat'ın futbolu bırakması ama o zaten blogda kendine ayrı bir yer hak ediyor. Fransa'da Lyon kaybedince PSG için bir anda liderlik umudu doğdu ama Marsilya deplasmanda kazanarak yarışın içine girdi. Maç berabere giderken Camara kırmızı kart görmüş, kart sonrası kullanılan serbest vuruşdan da PSG çok şanssız bir gol yemiş. İki takım da Lyon'un bir puan arkasında yer alıyor.
1 yorum:
Hep hakemler Madridi kolluyor zaten pehh
Yorum Gönder