18 Mart 2009 Çarşamba

Pis Kokular Vol:2



Açıklama dün yapıldı, bloga koymak için fırsat bugün bulundu. Nedense geçenlerde burnuma gelen o anlamsız pis kokular bu açıklamayı okuyunca tekrar ortaya çıktı. Hayırlısı bakalım.. Umarım saçmalıyorumdur..

5 yorum:

Şen Şef dedi ki...

Kardeşim ilk linki okudum, ikinciyi zaten yayınladık...

Peki ne diyorsun abi, ağzında geveleme öyleydi böyleydi diye yahu, ne diyorsun?

Vallahi anlamadığım için soruyorum. Nedir? Sarı-kırmızı bir açılım olmasa gerek, size yarasa hiç konu olmaz, peki nedir? Walla bir blog orta noktamız var ama ne dediğini ben anlamıyorum onu söyliyeyim bir an önce.

Pamukk dedi ki...

"size yarasa hiç konu olmaz" lol lol

Arkhe dedi ki...

İlk postumda sadece bir his olduğunu ve hiçbir dayanağım olmadığını söylemiştim. O yüzden ağzımda gevelediğim bir şey yok, hissimi not ettim, 2-3 ay önce hakemleri toplayıp onlarla yemek yiyen Ulusoy'un hakemlerinden birinin bu açıklamasını görünce de o hissim tekrar belirdi.

Sar-kırmızı bir açılım ima etmedim de sen niye araya "size yarasa hiç konu olmaz" sıkıştırdın anlamadım. Ulusoy pisliğinin Türk futboluna bulaşma ihtimalidir beni korkutan, siz biz değil.

Ne dediğimi tekrar anlatayım o zaman;

Yanılmıyorsam Aralık ayı içinde Haluk Ulusoy'un hakimiyetindeki Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği üyesi bazı hakemlerle Ulusoy bir yemek yedi. Yemeğe Ulusoy döneminin yönetim kurulu, Merkez Hakem Kurulu ile Gözlemci ve Temsilciler Kurulu'nun önemli isimleri ve eski hakemler katıldı. Bu yemeğin görüntülenmesinden ve Kemal Dinçer'in tepkisinden sonra da Muhittin Boşat, Sabri Çelik ve ve Ali Aydın görevlerinden istifa ettiler.

Sonra birden Federasyona karşı yürüyen kulüpler ortaya çıktı. Üzerine şimdi de Bülent Demirlek bu ağır açıklamayı yaptı. Zamansız, anlamsız ve gereksiz bir açıklama. Tabii ki bize göre, onlar için mutlaka bir anlamı, gereği vardır ve doğru zaman da amaçları doğrultusunda budur..

Ben buradan Ulusoy'un tekrar işin içine girmeye çalıştığı anlamını çıkartıyorum. İlla işin içinde bir taraf arıyorsan da bu oluşumun Trabzonspor ve Galatasaray başta olmak üzere bazı kulüpler tarafından desteklendiğini, federasyonun güçsüz düşürülmesi için çaba gösterildiğini düşünüyorum.

Kısaca yakında Ulusoy fotoğraflarının tekrar gazetelerde görülebileceğini, demeçlerinin okunabileceğini hissediyorum..

Ve bu iki post ile de bu hissimi dile getirdim, aslında çok da bir şey anlatmaya çalışmadım. Her yazdığımdan derin anlamlar çıkarabilmen gerekmiyor zaten, maksat not tutmak sevgili soğan..

Şen Şef dedi ki...

Yaw tamam birşey demedim. Gerçekten olayı bilmediğim, çok da umursayıp kurcalamadığım için sordum. Sen de burada tek cümle tek cümle konuşunca sıkıldım yaz istedim neyse ne diyerekten. "Tekrar anlatayım" dediğin bölümü nerede anlatmıştın ki? Buydu yani dediğim.

Günahım kadar sevmem Ulusoy'u, hiçbir sebeple medyada yüzünü görmek istemiyorum mümkünse hayatımın kalan bölümünde. Türk futbolu başka adam çıkartamıyor mu, neymiş bu adam anlamadım.

Niyetim sana laf sıkıştırmak da değildi be soğan kusura bakma. Gene de yazar mıydın buraya, hakemli makemli sisli puslu birşeylerin sizin hoşunuza gidecek sonuçlar doğurma ihtimali varken? Onaylar mısın demiyorum bak yanlış olmasın, yazar mıydın buraya? Cevap 'yazardım' ise çok özür dilerim o yorumum için, vallahi.

Bundan bağımsız olarak, bazen internetten iletişim kurarken üslup yanılsaması olabiliyor, saldırı yok yani soğan.

Arkhe dedi ki...

Hakemli makemli sisli puslu birşeylerin bizim hoşumuza gidecek sonuçlar doğurma ihtimali varken yazmazdım.

Hakemli makemli sisli puslu birşeylerin bizim hoşumuza gitmeyecek sonuçlar doğurma ihtimali varken de yazmazdım.

Ama konu Ulusoy olunca yazarım. Ulusoy'un tekrar ortaya çıkmasından korkmamın sebebi hakemli makemli sisli puslu birşeylerin benim hoşuma gitmeyecek sonuçlar doğurma ihtimali değil, Haluk Ulusoy'un Türk futbolunun başına gelen en büyük bela olduğunu düşünmemdir.

Yerim seni soğan :)